Available in: English   Turkish   Go to media page

İLAHİ RUTBELER ALLAH KORKUSUNA GÖREDİR

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Mayıs 22, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Allâhümme Zidhu Barik Habibek Seyyidina Muhammed (s.a.v.) İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana

Sümme Selamu Aleyke Ya Sahibel Zaman

Sümme Selamu Vesselatu Aleyke Ya Kutbul Zaman

Sümme Selamu Vesselatu Aleyke Ya Men Huvel Mutesarrif Fi İbadillah Fiddünya Şerken ve Garba.

Esselamun Aleyküm Ya İbadallah diyoruz. Belki doğudan batıya, kuzeyden güneye kendilerini Rabbine kulluk için meşgul ederler. Rabbini, Yaratanı razı etmek isterler. Ve Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v)’e yüksek şerefi de vermek isterler. Zidhu Ya Rab İzzu Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. Âlemlerin Rabbinden ayaklarımızı doğru yolda sabitleştirmesini istiyoruz.

Evet. Ve katılanlara da Esselamun Aleyküm diyoruz. Rabbinin rızası için biraz zaman verenler, Rabbini kendinden razı etmeye çalışanlar, kendinden hoşnut etmeye çalışanlar. Cenâb-ı Allah bizi en şerefli kulu hürmetine affeylesin. Ey katılanlarımız, belki sıradan insanlardan, belki ulemalar veya eğitilmiş insanlar, belki böyle şeyleri dinlediklerini göstermek istemeyen kimseler vardır. Çünkü Şeytan, “Siz ulemasınız ve böyle yetkili olmayan bir kimseyi dinliyorsunuz” diye onları tehdit eder. Evet, ben resmi merkezlere göre yetkili değilim. Hayır, ben resmi değilim. Ben dünyadaki herşeyi gözeten kimse tarafından tayin edilmiş olan sadece zayıf bir kulum. Ve onlar inananları kötü şartlara ve tehlikeye düşürmek istemezler. Evet, biz o kimse tarafından idare ediliyoruz. Ve bu Şeytanın altüst olduğu en mühim şeydir. Tüüh senin üzüntüne Şeytan!! O bana öfkeleniyor, bende ona öfkeleniyorum.

Evet, böyle zayıf kulu, belki dünyadaki en zayıf kulu tayin eder. Ama beni buraya tayin eden, benim destekleyicimdir. Ben son seviyeden ilahi destek istemiyorum, hayır. Sadece burada Şeytanın tuzaklarına düşmesinler diye inananlardan sorumlu olandan istiyorum. Ve bu bir sohbettir. Onlar bana ne konuştururlarsa onu konuşurum. Cenâb-ı Allah beni affetsin, sizi affetsin. Onun affını isteyin, ey insanlar! Yaratılan herkes Rabblerinden af isterler çünkü af gelmezse rahmet gelmez. Rahmet gelmezse bir saniye veya daha azından bu gezegen kayıp olur biter.

(Mülk:1) وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىۡءٍ۬ قَدِيرٌ

<>

Ey ulemalar, bizim söylediğimiz Müslümanların inançlarına karşı mı? Söyleyin. O bu dünyayı ve bunun gibi binlerce, milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca, pentilyonlarca dünyayı (kun,"ol" kelimesindeki) Kef harfi daha Nun’a ulaşamadan yok edemez mi zannediyorsunuz? İnanıyor musunuz? Yaratanın sonsuz kuvvet okyanuslarına inanmalısınız. Yaratanın ilahi sıfatlarından olan irade kuvvetine inanmalısınız. Sadece كُن فَيَكُونُ (......) derse biter ve yok olur. Herşey gelip kuvvet okyanuslarında kayıp olur, kayıp olur. İnsanlara Rabbın, Yaratanın gücünü bilmelerini söylemelisiniz. Bu anılmayan birşeydir ki en kısa zamanda yok eder. Cenâb-ı Allah عَلَىٰ كُلِّ شَىۡءٍ۬ قَدِير.(....)

Ey ulemalar, ey doktorlar, bunu insanlar anlasınlar diye genişletin. Nereye kayıp olacağını söyleyin. Bu sizin hayalinizin dışındadır. O herşeye Kâdir olan, “Vâr olan herşey hemen bir zerreye girsin,” buyurabilir. Ve bunların hepsi bir zerrenin içinde yerini alırlar. عَلَىٰ كُلِّ شَىۡءٍ۬ قَدِير. Olamaz demeyin, bu tartışılmaz. Cenâb-ı Allah Subhanehu Ve Teâlâ (Mülk:1) وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىۡءٍ۬ قَدِيرٌ, "O herşeye Kâdirdir." Vâr olan herşeyi alır ve onlara bir atomun içine girmelerini emredir. Bunu söyler misiniz Selefi ulemaları veya doktorlar? Neden söylemezsiniz? Bu zayıf kimsenin söylediği doğru mudur? Bu zayıf kulun sözleridir zannetmeyin, hayır. Bu sizin anlayışınızın son seviyesindedir. Allahu Ekber Velillahil Hamd.

Bir kimse bir kralın mülkünü ve gücünü ister. Küçük bir adanın bir kralı dersek, tamamdır. Düşünüp anlamak, “Bu mülkünün doğudan batıya olan bir kraldır” diyebilirsiniz. (...) Ve onun kim olduğunu ve bunun kim olduğunu anlarsınız. Bu gezegendeki krallar içindir. U.S. (Birleşik Milletler) diyebiliriz. U.S’ in bölgesi kuzeyden güneyedir yeni bir kıtadadır. “Ooo kadar güçlüdür. “

“Bu kimdir?”

“Bu Malta’nın kralıdır”

"Malta’yı bilir misiniz?"

“Eh, Malta bir noktadır.”

Bu da kral o da kral. Ama bu Sibirya’nın kralı, bu doğunun batının kralıdır derseniz onun gücünü anlarsınız. Ve ona en iyi selâmınızı ve en iyi itaatinizi vermek istersiniz. Onun için ulemalar, Selefi veya gayri Selefi, doktor veya başkaları, insanlara ne kadar Âlemlerin Rabbinin şanını ve azametini verirlerse o kadar dikkat edip korkarlar ve istediklerini yapamazlar. Hayır, hayır korkarlar. Onun için Peygamberler Mührü buyurdu (.....) Onun ne buyurduğunu biliyor musunuz ey Selefi ulemaları? الله مخافة الحكمة رأس Bunlar yalnız dört sözdür ama insanlara kocaman meydan verir ki insanlar birşeyler anlasınlar ve korksunlar. Ve Rabbinin büyüklüğü ve şanının karşısında titresinler diye.

Onun için ey ulemalar! Her zaman, hergün Rabbimizin azametini anlatmak önemlidir. Ve Rabbinize olan korkunuza göre size öyle bir imkân veya kapasite verilir. Rabbinize en yüksek saygınız ve şerefiniz olur ve Onun azametinin karşısında titreyip doğru yolda durursunuz. O bu الله مخافة الحكمة رأس, bu dört sözler bütün dünyayı kuşatır ve onları eğitir. Bir kimse Rabbinden korkmazsa o kimse cahil ve edepsiz demektir. İlahi huzurda edebi ve kıymeti yoktur. Onun için kıyamet gününde o en yüksek tazimini verenler kabul edilir ve onlara başkalarına verilmemiş olan öyle bir şeref ikram edilir. Onun için insanlara ikram edilecek olan ilahi rütbeler Rabbine olan korkularına göredir. Korkusuz insanların seviyeleri hayvanların seviyesinin altındadır. Hayvanlar seviyesi değil, bunun altındadır. Ve hayvanların seviyesinin altında deyince onların seviyesinin bir sonunu bulamazsınız.

Merhaban Ya Eyyuhel Muluk, Eyyuhel ulema. Hakiki melik kimdir? Nefsini Cenâb-ı Allahın tazim seviyesinde tutanlardır. Kim kendilerinin seviyesini Rabbinin azametinin yanında mümkün olduğu kadar alçaltırsa ona Âlemlerin Rabbi tarafından öyle bir büyüklük ikram edilir. Onun için bu Hadis-i Şerif الله مخافة الحكمة رأس Rabbinden korkanlar bu hayatta şereflenirler ve herkes ondan korkar. Bir zamanlar… Bazı misaller söyleyelim. Bir zaman o Rabbinin tazim edenlerden birisi bir atı ile vahşi bir ormandan geçti.

O kadar karanlıktı ve yoruldu. Atını oraya bağladı ve uyudu. Bir süre sonra birisi geldi ve, “Aman Allahım bu da kim?”

“Burada olan benim,” dedi.

“Ey bilinmeyen kimse, sen buraya daha önce gelmedin mi?”

“Neden?”

“Burası vahşi hayvanların ve yılanların olduğu en tehlikeli yerdir, hemen buradan git!”

Böyle (tuhaf) baktı ve geri uyudu. Hangi yılan gelse, hangi aslan gelse, hangi kaplan gelse o kimseyi gören titremeye başlıyordu. Hıristiyan kardeşlerin başına konulan hale (şeref nûru) vardır. O kimsenin kutsal birisi olduğunu bilsinler diye onu koyarlar, o sıradan bir insan gibi değildir. İnsanlar bakınca onu görürler. Bütün vahşi hayvanlar da yaklaşınca bakıp o etrafındaki haleyi görürler ve kaçarlar. Onun için Cenâb-ı Allahın korkusunu tutanlardan herkes korkar. Onlar kıyamet gününde ateşe atılsalar bile ateş onların kuvvetinden kaçar. İnsanlar اللهمخافة .

Şimdi, siz ulemalar, böyle şeyleri insanlara hatırlatır mısınız? Bu Rabbine inanmanın en mühim direğidir. Onun için bütün Peygamberlere (....) emredildi. Yaratanın ilahi huzurunda edepli olmaları için dikkat ettirdiler. Bu mühimdir. (Müddessir:4) وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ (....) Kendinizi bütün yanlış inançlardan temizlemelisiniz. Ve Rabbinizin büyüklüğünü kabul edin ki O'da sizi kabul etsin, yoksa çöp olup atılırsınız.

Ey insanlar, o seviyelere nasıl ulaşacağınızı sorarsınız. O seviyelere sıradan ayaklarla ulaşamazsınız. Hayır ama Âlemlerin Rabbi buyurdu… Ey ulemalar ne buyurdu? Âlemlerin Rabbi (Yunus:2) قَدَمَ صِدۡقٍ "Yüksek bir doğruluk makamı," buyurdu. Evet? Ben bütün Kurân-ı Kerîmi kalbimden bilmem ama birşey gelince onun üstünde konuşurum. قَدَمَ صِدۡقٍ Ne olduğunu anlıyor musunuz? Sizin doğru adımlarınız yoksa bir milimetre bile yükselemezsiniz, hayır. Bir milimetre bile kalkamazsınız. Çünkü kim dünyadan bir milimetre kalkabilenler için göklere ulaşmak kolaydır. Ulaşamazsa imkânızdır. قَدَمَ صِدۡقٍ hanginizde vardır.

Ey Müslüman âlimler, Hıristiyan kutsallar, Yahudi hahamlar, ayağa kalkmayı deniyor musunuz? Biliyorsunuz ki ben bunu yaptığımı iddia etmiyorum, hayır. Ama bu Tevrat, İncil ve Kurân-ı Kerîm’de bahsedilen hakikatlerdir. Kim ayağı kalkmak ve ilahi huzura yürümek isterse onun قَدَمَ صِدۡقٍ ihtiyacı vardır. Cenâb-ı Allah Seyyidina Musa’ya emretti:

(Tâhâ:12) فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ‌ۖ إِنَّكَ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوً۬ى

<< Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vadi Tuvâ`dasın!>>

Siz Arap ulemalarısınız, bu ne demektir? Bunun üzerine yüzlerce kitap yazabilirsiniz ve biter. Cenâb-ı Allah, Ya Musa (Tâhâ:12) فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ‌ۖ إِنَّكَ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوً۬ى (...) buyurdu. طُوً۬ى nedir? Siz birşey bilmezsiniz. فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ‌ Yerde yürüdüğünüz ayakkabınızla çoğunlukla kirli veya temiz yerin farkını bilmezsiniz. Üstüne basarsınız ve basınca kirlenir. Cenâb-ı Allah’ın Seyyidina Musa’ya hitap ettiği başkadır, sıradan insanlara olan hitabı başkadır. Kirli adımlarınızı bırakmazsanız yükselemezsiniz. Veya Âlemlerin Rabbi size hitap edeceği temiz bir yere basamazsınız. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ey insanlar, anlamaya çalışın, bu mühimdir. Anlamazsak ileriye adım atamayız. Cenâb-ı Allah bizi en şerefli ve sevgili ve şanlı olan Seyyidina Muhammed (s.a.v) hürmetine affeylesin.

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

Fatiha.

***

UA-984942-2