Available in: English   Turkish   Arabic   Dutch   Go to media page

O Es-SABUR'dır

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El -Hakkani

Pazartesi, Ocak 4, 2009 Lefke, Kıbrıs

Ya Ricalallah. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Ve Nebiyina Muhammedun Rasulullah (s.a.v.) Meded Ya Sultanul Evliya. Meded Ya Ricalallah. Meded Ya Sahibel Zaman. Meded Ya Kutbu Zaman. Meded Ya Ricalallah. Meded Ya Sahibel İmdad. Meded.

Esselamun Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu. O kadar güzel, o kadar hoş bir söz. Her birisi insanlara gelen kutsal bir hitap. Onun için ey insanlar, hoşgeldiniz, mübarek bir toplantıya, mübarek bir sohbete hoşgeldiniz.

Biz ilk önce Rabbimiz, herşeye Kâdir olan Allah'a bize böyle mübarek sohbette bulundurduğu için şükür ediyoruz. Hem de en şerefli ve şanlı halifesi Seyyidina Muhammed (s.a.v.)'e şükür ediyoruz. Rağmen Ala Enf. Cenâb-ı Allah'ın hakiki halifesine saygısını vermeyenlere rağmen. Onun sadece tek bir halifesi vardır, birin biri.

Öbürlerinden ne haber? Cenâb-ı Allah insanoğlunu halifeler olarak yarattı, onlardan ne haber? Evet. Rabbimizin âlemleri bir kâinat ve sayısız, sayısız yıldızlar, özgür bir yerde, uzayda sayısız varlıklar vardır. Her âlem Âlemlerin Rabbinin sayısız okyanuslarını içerir. Yaratan ancak O'dur. Şükrülillah, O herşeye Kâdir olan Allah'a şükürler olsun. Her zaman "Şükür Ya Rabbi, Şükür Ya Rabbi, Şükür Elhamdülillah" deyin. Gelin ve herhangi bir yere bir halka yapın. Gelin ve sayısız kişilerle buluşun ve ayağı kalkın ve "Şükür Ya Rabbi, Şükür Ya Rabbi, Şükür Elhamdülillah" deyin. Sayısız şükürler, sayısız tazimler, sayısız övgüler Sanadır Ey Rabbim. Ayağı kalkın ve "Allah'a sayısız şükür" deyin.

Ey insanoğlu, onun için ayağa kalkmak için ve en yüksek salâtımızı en yüksek tazimimizi herşeye Kâdir olan Allah'a veriyoruz, Subhanehu Ve Teâlâ. Ey Rabbimiz, hayatımızın sonuna kadar bize bu kuvveti ver ki her seferinde senin için ayağı kalkalım, yataklarda yatmayalım. Her zaman ayağı kalkıp seni tazim edelim. Ey Rabbim, hayatımızın sonuna kadar bile olsa ve ebedi ayağı kalkmak için bize bu imkânı ve kuvveti ver.

İnsanoğlundan herkese Esselamun Aleyküm diyoruz. İlkönce onlar yaratıldı ve onlar Âlemlerin Rabbinin halifeleridir. Onlara Esselamun Aleyküm diyoruz. Bu onlara bir şeref verir. Ve onlara sonsuz nurlar verir. Ve onlara burada ve buradan sonra zarar veren veya rahatsız eden veya zahmet veren her kötülüğü alır.

Esselamun Aleyküm demek çok mühimdir. Söyleyin, ve kardeşiniz " Ve Aleyküm Selam Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu " derse emniyette olman için sana selamet giydirilir. Ve Rahmetullah bu herşeye şimdi veya evvelden ahire ihtiyacı olanı verir, Rahmetullah. Cenâb-ı Allah'ın rahmeti onlara iner. Ve Berekatuh, kimse berekete bir tarif veremez, bereket nedir diye. Berekatuhu, Bereke, Berekat. Bereke tek, Berekat çoğul. Evet? Bazen bende İngilizce biliyorum.

Nereye koydum... Bazen mühim gözlüklerimi bende kayıp ediyorum. Bakıp birşeyler görmek, anlamak, bilmek ve öğrenmek için. Bilmek ve anlamak ne demektir? Bize ne bilmek emredildi? İlahi seviyelerin ilmini hayal edersiz, hayâlın ulaşamaz bile...

(bir müride) Uyur o yolla onu gitsin. Gözlerini aç oraya değil bana bak! Dikkatinizi verirseniz çok fazla gelir. Biri böyle böyle uyursa gitsin. Gelen dinlemeli çünkü bu ilahi zuhurat bizim dikkatimize göre gelir. Evet ve ilahi zuhuratları kestirirler. Ahmak veya cahil biri gelirse kesilir. Onu buraya kim getirdi? Evet, dikkat. Buraya kadar dikkat ederseniz bu meclise o kadar fazla zuhuratlar gelir. Bizim ihtiyacımız var, konuştuklarımı keserler ta ki ben kalbimde bir mukavele yapana kadar. Anlamak için bana ulaşıyorlar. Göklerin anlayışı cahil olmayan uyanık olanlara ulaşır.

Bilmek, anlamak ondan sonra da olmak için. Bazı hakikatleri bilmek ve anlamak için. Anladıktan sonra hakiki varlığın o kimseyle beraber olur. Bu ilahi tecelli zuhuratıdır ve içeriye girersin. (arapça) Bitersin ve bir okyanusa akarsın.

Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Onun için Euzubillahimineşşeytanirraciym demeyi ertelememelisin. Gelmeli, söylemezsen gelip insanlara zarar verir ve bir kargaşalık yapmak ister. İnsanların anlayışına rahatsızlık verir. İnsanların anlayışına negatif bir tesir verir. Dinleyicilerimize gönderilen o negatif tesir negatif bir zehir gibidir. Seni zehirler ve onu atmalısın. Dikkatini çok isteyerek vermek çok mühimdir. Ve hevesli birşey gelir. Hevesli demek göklerden şüphesizdir.

İlahi zuhurat sana tesir eder ve sana dar bir geçitten bir açılış gelir ve açılır ve trenin tünelden dışarıya çıktığı gibi bir çıkış yolu bulursun. Sonuna ulaşınca... Oooo... Seni kuşatan çok güzel bir halka bulursun. Ama içerisi her zaman karanlık, karanlık, karanlıktadır. Onun için gözlere bakmak mühimdir. Bütün sahabe böyle bakardı hakiki varlıklardan ne diyecek diye. Peygamberimizin makamının hakiki varlığını anlamak istiyorlardı. Ve insanlara sohbetini ve insanlara ne vermek istediğini insanları hangi yöne yönlendirdiğini. Yoksa tünelden asla dışarıya çıkamazsın. Karanlıktan aydınlık yere çıkamazsın.

Evet ve Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Şeytandan kaçın. Şeytan her zaman toplantımızı zehirlemek ister. Başka bir toplantıyı değil onları zehirlemek için cahil bir kimse bulmak ister. Gelmesinler, dinlemesinler ve dikkat etmesinler diye.

Onun için ey dinleyicilerimiz, böyle insanları Rabbine doğru yönlendiren toplantıları veya sohbetleri kayıp ederseniz. Anlamak için koşup gelmezseniz şeytan sizi dışarıya, dışarıya, dışarıya sürükler ve mahrum kalırsınız. Sopa gelir. Cahil gelir eşek gider. Anladınız mı? Boş gelir boş gider. Aç gelir aç gider. Evet, ey insanlar, dinlemek veya öğrenmek isteyin. Bir anlayışa ulaşmak için anlamaya çalışmalısınız. Bunu anlamak Cenâb-ı Allah'ın en büyük ikramlarından biridir.

Bu gece meşgulüm, bugün meşgulüm demeyin kayıp edersiniz. Belki ikinci bir geceye veya ikinci bir güne veya ikinci bir sohbete ulaşamazsınız. Yeni bir anlayış için bütün dikkatinizi verin. Çünkü anlayışın seviyeleri de sayısızdır. (arapça)

Ey selefi ulemaları, ilim sadece sizin bildiğiniz bir seviyededir, bunun üzerinde birşey yok mu zannediyorsunuz? Bir kimse sadece bir seviyeyi anlar ve onun için başka bir seviye olmaz mı zannedersiniz? Siz Kurân-ı Kerim’de ne okursunuz ve biz ulemalarız dersiniz. Ulemalığınızı kimden aldınız? Selefi ulemalardan (aldık) dersiniz. Selefi ulemalarından ne haber? Onlar bu ilimleri kimden aldılar bana söyleyebilir misiniz? O dediğiniz selefi ulemaları hangi temele dayanıyorlar zannediyorsunuz? Onlar söylediklerinin ilimlerini nereden aldılar? Selefi ulemaları tabi olanlara ulaşmalılar. Yani Rasul Salavullahi Vesselam Aleyh’’den sonra sahabelerine ulaşmalılar.

Biz sizden selefi ulemaları istemiyoruz. Biz ilimleri aldıkları ulemaları sizden istiyoruz. Onlar Peygamberimiz (s.a.v)’e mi ulaştılar zannediyorsunuz? Hayır. Selefi Salihin kimlerdir? Sahabe selefi Salihin değilse, sahabelerin takipçileri tabi olanlardır. Tabi olanlardan sonra Tebe-i Tabiyin’leri takip edenler başka bir seviye delerdir. Onlardan hangisine insanlar biz Selefi Salihinlerin varisleriyiz diyorsunuz?

Lütfen bana söyleyin, onların isimlerini anlatın. Bu netleşmesi gereken mühim bir konudur. Biz Selefi Salihinleri takip ediyoruz demekle sizin maksadınız nedir? Bana o Selefi Salihinlerin bir ismini verin. Selefi Salihin olarak Muhammed Abdul Vehhab’ı kast ediyorsunuz. Onun seviyesi Selefi Salihindir diye. O kimsenin dışında Selefi Salihin kimlerdir?

Neden sahabelerin isimlerini söylemezsiniz? Ve siz Arapsınız ve onların dillerini bilirsiniz. Bu Selefi Salihinler kimlerdir? Bana 1, 2, 3, 4, 5 kimse söyleyin. Bir kimse bile olsa söyleyin. Siz sadece Muhammed Abdul Vehhab’ı söylüyorsunuz. O mu Selefi Salihin? O bütün Selefi Salihinleri mi temsil eder? Başka kimse yok mu? Sizin imamınız doğru ve ondan önceki bütün ulemalar yanlış yolda mı?

İlminizi kimden alıyorsunuz? Kimden size ulaştı bana söyleyin. Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu, siz Hadis bilirsiniz. Peygamberimiz (s.a.v) buyurduğu Hadis-i Şerif, Bismillahirrahmanirrahiym, söyleyin... (arapça) Hadis-i Şerifi söylemeye başlamadan önce Bismillahirrahmanirrahiym demelisiniz. Sizi kimse inkâr etmez.

Evet O Peygamberler Mührü, O Âlemlerin Rabbinin hakiki halifesi ne buyurdu? Pekçok Hadise zayıf dersiniz. Asıl değildir dersiniz. Böyle bir hükmü nereden çıkartırsınız? Nereden?

Sizi daha fazla öfkelendirmek için bir Hadis söyleyim. Peygamber (s.a.v), Seyyidina Muhammed (s.a.v.) buyurmuştur; Bismillahirrahmanirrahiym... (arapça)... Bu Hadistir. Bana bu Hadis doğru Hadis değildir veya zayıf Hadistir deyin. Hadisleri, Hadis-i Nebeviyi Şerife ölçü vermeyi size kim verdi?

Neden ümeralarınıza, krallarınıza, ulemalarınıza bunu söylemezsiniz? Başınıza neden İslam’ın tacını takmazsınız? Neden? Peygamberler Mührü başına hiç takmamış mıdır? Bu sarık nereden geldi? Babalarımızın evinden mi? Yoksa İslam’da hakiki bir varlığı mı var. Neden başınıza takmazsınız?

Başlarınıza sarık takmanız için size kim mani oluyor? Biliyorum, çünkü siz başınıza İslam’ın tacını takmaya laik değilsiniz. Peygamber buyurmuştur; ... (arapça)... Sarık Araplar için taç gibidir. Hitabı Araplara yönelikti. Şimdi Araplar nerede? Hicaza gidince sadece bir el dolusu insanlar başlarına İslam’ın tacını takarlar. Neden? Size kim takmayın der? Size kim bu zayıf Hadistir diyor? Bunu nereden çıkarttınız? 14 asırdır İslam onların başlarına sarığı bir taç olarak takar ve siz bunu inkâr edip “Biz bunu kullanmayız, biz Hatta kullanırız” dersiniz.

Hatta nedir? Bana Hatta hakkında bir Hadis getirin. Bana “Başlarınıza sarık takmayın” diye bir Hadis getirin. Benim gibi birini görünce “Neden o sarığı başına takıyorsun” derler. Onun için onların halleri iyi değildir. İyi değildir.

Ey insanlar, Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuştur; ... (arapça) Zayıf Hadis mi yoksa şişman Hadis mi? He...? Hangi sınıf? Doğru mu değil mi? ... (arapça) “Bizi kim aldatıyorsa benim ümmetimden değildir” buyurdu Peygamberimiz. Halinize bakın. Bunu yapıyorsanız Peygamberimiz aracılıyla size ilahi ikaz gelir, ya içine girersiniz ya dışında kalırsınız. ... (arapça)

Neden sarığa itiraz ediyorsunuz? Ve o kimse sofidir diyorsunuz. Sofi kimselere ne var? Ben sadece Rabbimin kulluğu için varım size kulluğa değil. Rabbim beni kabul ediyor. Siz neden budur, şudur diyorsunuz?

O akılsız sofiler diyorsunuz. Sofiler Müslümanlara ne zarar verdi? Sofiler binlerce ve binlerce Müslüman olmayanları İslam’a getirmiştir. Siz kaç kişi getirdiniz gösterin. Bir kişi getirin ve biz bu İtalyalı veya Amerikalıyı veya Almanı veya İspanyollu veya Polonyalıyı veya Rus’u İslam’a getirdik desin. Getirin ve bana gösterin.

Allah Subhanehu Ve Teâlâ’nın son ismi. Eğer Peygamberler Mührü ilk önce Es-Sabur Celle Celalu deseydi ve ondan sonra öbür 99 Esma-ul Hüsna’ları ekleseydi dünyadan berzaha hemen alınırdı. Ama ilahi emre göre Peygamberler Mührü Es-Sabur dedi ve onun sayısı 99 oldu. Onun için Cenâb-ı Allah Es-Sabur Celle Celalu’dır, acele etmez. Cenâb-ı Allah sabırlı olmasaydı ilahi öfkesi hemen gelirdi ve dünyada kimse kalmazdı. Ama ilahi emri Peygamberler Mührüne son ismi Es-Sabur Celle Cellalu 99 sayısı olarak verdi. Yoksa sizin ve sizin bütün takipçilerinizi alıp götürür. Ama O Es-Sabur’dır.

Evet, ben elimden gelenin en iyisini yapıyorum demiyorum ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Yapamayacağımı biliyorum ama Rabbimden af istiyorum ama siz istemiyorsunuz. Sizin bildiğiniz ve yaptığınız değişiyor. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ey insanlar,

(Burûc:12) إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ

<< Şüphesiz, Rabbinin cezalandırması çok şiddetlidir >>

İlahi tokat başlarınıza gelmeden gelin dinleyin. Kendinize dikkat etmelisiniz. Kendinizi ilahi tokattan korumalısınız. Ben korkuyorum. Ben iyi birisiyim diye iddia etmiyorum, ben günahkâr olduğumu söylüyorum. Günahkârım ama siz günahkâr olduğunuzu söylemiyorsunuz. Bir grup insanların “Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah” dediklerini görünce onlara saldırıp “Bi’dat, Bi’dat, bu haramdır” dersiniz.

Estağfurullah Cenâb-ı Allah’ın emridir. Yalnız veya toplu halde af isteyin, bunu Cenâb-ı Allah buyurur. Neden gelip “Bu bi’dattır” dersiniz? Ne için? Dikkat edin, aldatmayın, doğruları söyleyin yoksa size ilahi lanet ve ilahi tokat yaklaşıyor. Biz sadece Peygamberler Mührünü ve sahabesinin yolunu takip etmek istiyoruz. Onlar (arapça)...selamette olan topluluktur. Biz onlara ulaşmaya çalışıyoruz, dışarıda kalmak istemiyoruz. Siz en azından bizim din kardeşlerimizsiniz. Ve mü’minin mü’mine nasihat etmesi emirdir. Evet? Bana yapılan her nasihati kabul ederim. Ben masumum demiyorum, hayır.

Şimdi yaşlanıyorum onun için konuşuyorum. Bana öfkelenmeyin çünkü Cenâb-ı Allah “Kullarımı seksen yaşından sonra özgür bırakırım” buyuruyor. ... (arapça)

Ben seksen oldum ama siz ey selefi ulemaları kendinize dikkat etmelisiniz. Sizin yaptığınız burada (sağınızda) ve burada (solunuzda) yazılıyor. Bana burada (solumda) yazmıyorlar ama burada (sağımda) yazıyorlar. Elhamdülillah ve Şükrülillah diyorum. Ey insanlar, dinleyin ve anlamaya çalışın. Her şeye değerini verin. Sizde Allah’ın şeriatının bir ölçüsü vardır ve herşeyi tartın.

Esselamun Aleyküm. Ya Seyyidi Ya Rasulullah, senin şefaatini istiyoruz ve Rabbimizin affını istiyoruz.

Fatiha.

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

Allah Allah Allah Allah Allah Allah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah Aleyhi Salâtullah.

Fatiha.

50 dakika?

Evet. Allah Allah.

UA-984942-2