Available in: English   Turkish   Go to media page

ŞÜPHESİZ SİZ HALDEN HALE GİRECEKSİNİZ

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Mart 27, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi Meded (Mevlana Şeyh ayağa kalkar)

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Ya Rabbi Zid Habibeke İzzen Ve Şerefen Nûran Ve Sururan Rıdvanen Ve Sultanen. Enta Sultaan li' l-kalaaigu cemiy`an yaa Rabbena, yaa Rabbi 'gfir ve 'rham ve ente hayru 'r-Rahimiin.

(Mevlana Şeyh oturur) Meded Ya Ricalallah. Meded Ya Sahibel Zaman. Meded Ya Sultanul Evliya.

Peygamberimiz (s.a.v), Habibullah ne buyurdu? Allahumme laa tekilnii ila nefsii tarfata `aynin (Ya Allah göz açıp yumuncaya kadar bile olsa beni nefsimle başbaşa bırakma) Onun için nefislerimize karşı ilahi bir destek istiyoruz. Nefsimiz bize saldırıp bize yularını takmak istiyor ve bizi eşeği yapmak istiyor. Bize yularını takar ve istediği yere gönderir. Bazen bunun için "it" (kelimesini) kullanırım çünkü "that" (onu) söylemek şeref verir. İt'i hayvanlar ve bütün hayvanlar için kullarınsınız onu bir ruhu veya yaşayan birşeyi yoktur. Onun için ben, ben değil onlar her zaman Şeytanı aşağı indirmekten hoşlanırlar. Şeytana bir şeref vermeyin onu aşağı indirin. Şeytana şerefli bir dünya vermeyin. Bu mühimdir.

Euzubillahimineşşeytanirraciym diyorum. Ey Rabbimiz, Şeytan ve takipçilerine karşı mütevazı bir şekilde bir himaye istiyoruz. Bu mühimdir. Destur Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya, ve diyoruz ki Ey sahibimiz, ey Kutbul Zaman, ey Mutesarrif, ona ilahi makamlardan bu dünya ve üzerinde olan herşeyi gözetmek ikram edilmiştir. Bu dünyayı uzaya bırakıldığını zannetmeyin. Zannetmeyin, herşey çok dikkatli, dakik bir şekilde idare altında. Herşey idare edilmeli. Yaratanın bilmediği birşey olamaz. Bu nasıl olur? O yarattı ve O bilir. O zerre, atom insanoğlu bildiği gibi kendini bilemez. Siz kendinizi bilir misiniz? Kendinizi bilebilir misiniz? Kim bilir? İnsanlar kendi etrafında birşey bilmeye çalışıyor ama kendi için olamaz. Çünkü gözlerimiz sadece etrafımıza bakıyor. Ama gözlerimiz kendimizin iç varlığına bakamaz. Size sizin karaciğeriniz nerde diye sorsam pekçok insan bilemez. Kalbiniz nerde diye sorsak bilmezler.İnsanlar kendi hakkında tam cahildirler. Biz sadece insanın dış görüntüsü hakkında konuşuyoruz.

Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz çünkü Şeytan her zaman şaşırtmak ister. Bunu yapmak ister, sizin bilmenizi istemez. Bir kimsenin maddi varlığının 360 tane organ olduğu söylenir. Küçük veya daha büyük ve kendi hakkınızda bilmezsiniz. Nasıl etrafınızı bilmek istersiniz? Uzaya bakıp demeyin ki, “Bu kutup yıldızı, bu yıldız, bu ay, bu yedi kardeşler, bu alfa sistemleri,” diye. Bu birşey değildir, size birşey vermez. Bu etrafınız hakkında hakiki bir ilim değildir. Baktığınızda organlarınızın nasıl çalıştığını nasıl anlarsınız? Yersin zevklenirsin, içersin zevklenirsin, onlar içeride nereye gider? Onların vazifesinin ne olduğunu bilmezsiniz sadece yer içersiniz. Size insan olma şerefi ikram edilmiştir. Senin şerefin bilmektir. Bilmek. Bu gezegende başka hiç bir varlık kendini bilmez çünkü onların akılları yok veya düşünemezler. Ve onların seviyeleri hayvanlar seviyesindedir. Ama sizin seviyeniz meleklerin üstündedir.

Böyle midir Selefi ulemaları? Merhaban! İnsanların seviyeleri hakkında ne dersiniz? Onların seviyeleri nerde? Yerde mi gökte mi bilir misiniz? Söyleyin, telaş etmeyin. Ve birşeyleri açmak için Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bu bize varlıklar ve kâinatı anlamamızı sağlar. Bütün Kurân-ı Kerîm… Kurân-ı Kerîm insanlara herşeyi öğretir. Evet? Öğretir mi öğretmez mi? Selefi ulemaları merhaban, nerdesiniz? Bize öğretmelisiniz. Biz Selefi ulemayız demekle ve böyle kolunuzun altında iki, üç kitap tutmakla yeterli değildir, hayır.

SubhanAllah Bismillahirrahmanirrahiym. Bir sultan vardı. Cenâb-ı Allah buyurur;

(Yusuf:3) نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ أَحْسَنَ الْقَصَص

<>

Siz asla kıssa demezsiniz. Bir kimse kıssa demek isterse “İsrailiyat” dersiniz. Neden bunu söylersiniz? Neden kıssa demezsiniz? Hikâyeler, baştan sona pekçok hikâyeler vardır. Belki milyonlarca kitaplar taşıyamaz çünkü yeterli değildir. Bir kimse milyonlarca kitabı aklında tutamaz. Evet, bazıları Seyyidina Âdem’den başlayarak bu güne kadar kalplerinde hikâyeler tutabilecek bir noktaya ulaşırlar. Tamam mı? Selefi ulemaları bunun hakkında görüşünüz nedir? Şimdi geliyoruz, geliyoruz. Ulemayız demeyin ama ilme talip olun. Taalibi `ilmin, kun taaliban:

كن عالماً أو متعلماً أو مستمعاً ولا تكن الرابع فتهلك

kun `alimen ev muta`alimen ev mustemi`en ve la tekun er-rabi`a fetuhlek.

"Alim ol veya öğretmen ol veya talebe ol ama dördüncüsü olma yoksa helak olursun."

Hadis mi? Bazen bende Hadis bilirim. Merhaban. Öfkelenmeyin, öfkelenirseniz benim öfkem size zarar verir. Öfkelenmeyin ama talip olun, daha fazla isteyin. Bir seviyede durmayın bu bizim için yeterlidir demeyin. Hayır, ikinci bir derece istemelisiniz. Siz Arapça anlar mısınız? Cenâb-ı Allah Subhanehu Ve Teâlâ Huve Yekul Celle Min Gail buyurur;

(İnşikak:19) لَتَرۡكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍ۬

<<Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz.>>

Bu Kurân-ı Kerîm mi değil mi? Neden bir derecede duruyorsunuz ve yükselmek istemiyorsunuz? Yükselmek için bazı aletlere veya kanatlara ihtiyacımız var diyebilirsiniz. Evet çok fazla biliyorsunuz. Bir kimse yükselmek isterse onu yukarıya çıkartmak için aletlere ihtiyaçları var. Heybetli melekler veya o uçakların ismi nedir? Heybetli motorlar. Bu uçaklar, jet uçakları. Hepiniz akılsızsınız, jet uçağı deyin! (Mevlana Şeyh yanındakilere konuşuyor) Jet uçakları yükselirler, daha fazla yükseğe çıkarlar. Herkesten daha fazla yükselirler. Çünkü onların jet aletleri var. Jet motorları, heybetli motorlar var onları yükseltir.

Oraya ulaşamazsanız neden yükseğe ulaşanları inkâr edersiniz ve bu doğru değildir kitaplarımızda görmeyiz dersiniz? Bunu söyleyemezsiniz. Siz Selefi ulemaları asla bir uçağa ulaşmadınız. Heybetli ve kuvvetli uçakları, jet uçaklarıdır. Neden orada kalırsınız? Şimdi alın çünkü Cenâb-ı Allah ikram ediyor, Utlubul İlm. Bu mübarek Peygamberimizin ilahi emridir. Utlubul İlme, bu Peygamberler Mührüne söylemesi için emirdir. “Ey insanlar, daha fazla ve fazla istemelisiniz” buyurur.

Maddi varlığımızın sınırı çok kısadır. Ama aklımızın dışında başka bir seviye vardır; bu ruhlarımıza aittir. Jet uçaklarının Elif Be’sini öğrenebilirsiniz ama bu ne demektir? Bismillahirrahmanirrahiym Elif Lam Mim. Sizin seviyeniz bu 3 kelimeye dâhil ulaşamaz. Cenâb-ı Allah bunu Fatiha suresinden sonra yaptı, Ta`cizen bil-kalaa'ig. Söyleyin “Elif Lam Mim" ne demektir? Bilir misiniz bilmezsiniz? Nasıl ulemalarız dersiniz? Selefi ulemaları, “Elif Lam Mim” hakkında ne buyurduğunu biliyor musunuz? Elif bir okyanustur, Lam başka bir okyanus, Mim başka bir okyanustur. Ben bu okyanusların görme noktalarını açamam çünkü taşıyamazsınız.

Sizin atalarınız eşeklere binerdi cahaş. Kaan yugaal el-li yerkeb cahaş, kaan biguluu ebu cahşin ma tadarakna hatta l-cahş, (eskiden eşeğin üstüne binen kimseye "eşeğin babası" denirdi ve şimdi biz henüz bir eşek bile elde edemedik). Biz bir eşeğe ulaşamadık ve onu emrimiz altına alamadık. “Ey Şeyh eşek hakkında ne diyorsun? Bizim çok mühim Mercedes arabalarımız var ve Princess arabamız var ve BMW var." Pekçok zamanlar insanlar konuşur tutarım tutarım. BMW, başınıza düşsün. "Onlar yeni ve meşhur olanlar, biz eşekler kullanmayız. Biz şimdi BMW kullanıyoruz." WC? BMW değil mi? WC (tuvalet) kullanması daha iyidir. Ondan sonra ey sahiplerimiz, çünkü "biz Selefi ulemaların varisleriyiz" dersiniz. Selefi ulemaları eşeklere binerlerdi "ama biz şimdi eşek kullanmayız. Biz Mercedes BMW gibi şeyler kullanırız."

Ey insanlar akıllarınızı kullanın. Bir kimse insanlara konuşup hitap ederse. Evet, herkes ebu cahşin (eşeğin babası) Eyna cahşin? Eşeğim nerde diye sorabilirsin. Aynaya bakarsanız nerde olduğunu görürsünüz. Evet, bu sizin eşeğinizdir. Eşek, diyorlar, Kulluna ebu cahşin, (hepimiz eşeğin babalarıyız). Eşeğimiz nefsimizdir. Arapça biliyor musunuz bilmiyor musunuz? Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v) (Mevlana ayağa kalkıp geri oturur) ne buyurdu? Ne buyurdu? Men yesal an eshiya' matiyye, biri bineği ile ilgili soruyordu. Bineğini soranlara Peygamberler Mührünün cevabı neydi? Nefsuke matiiyetuke, bineğin kendi nefsindir. Evet? Arapça mı Türkçe mi? Peygamberler Mührünün buyurduğu bu iki kelime hakkında size, bana, ona, buna buyurduğunu bana söyleyin. Bizim bineğimiz nedir? Nefsimizdir. Ve nefis cabbaara, güçlüdür. Nefsinin yularını tutabilirsen seni Burak gibi taşır. Nefislerinin üstüne binebilirlerse bunu herkes yapabilir. Seni taşır. Maşallah Rabbuna ce`alaa ve alae yuriid. Ta ki Rabbimizin ulaşmamızı istediği o noktaya kadar. Bu ilahi makama ulaşamazsın. Kurân-ı Kerîm buyurur;

(İnşikak:19) لَتَرۡكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍ۬

leterkebunne tabagan `an tabag

<<Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz.>>

Onlar nasıl geçerler? Bedenlerinle mi yoksa onları yukarıya çıkartacak binekleri mi var? Nefsuke mateeyetuke. Kim ilahi seviyelere ulaşmak isterse bazı başka varlıklar kullanmalı. Ve ona “Sahibinin emrine itaat et” diye ilahi emir gelir. Bu mühimdir. Neden böyle şeyleri insanlara konuşmazsınız, kendilerini yerden Arşa çıkartsınlar diye? Neden söylemezsiniz? Ne hakkında ders veriyorsunuz? Söylediklerinizi bir kimse anlıyor mu? Siz bile anlamıyorsunuz.

Ey insanlar, Utlubul İlim, hakiki ilim isteyin. Kimden? İlahi kimselerden, kutsi ikram edilenlerden. O ilahi ilim ikram edilmiştir olanlardan isteyin. Onlar gelir

(Furkan:59) فَسۡـَٔلۡ بِهِۦ خَبِيرً۬ا

<>

Bu yolları bilen olmalı. Söyleyin buldunuz mu? Selefi 's-Salih dersiniz. Selefi 's-Salihler bizlerle mi beraber? Onlar bizlerle mi yaşarlar? Sadece Selefi 's-Salihler bilir ve başkaları birşey bilmez mi? Neden?

Bu sebepten dolayı herkes minbere veya kürsiye çıkıp insanlara konuşmaz. Hayır, hayır, onlar ağır sorumluluk taşırlar çünkü onlar bizim seviyemizdeki hakiki anlamları bilmezler. Bu bizim seviyemize aittir daha yukarıya değil.

Merhaban. Merhaban Ya Merhaban. Merhaban Ya Merhaban. Onlar baştan sona kadar ne olduğunu ve ne olacağını bilirler çünkü o insanlar Peygamberler mührünün aynasına bakarlar. Ama ağmalar aynaya bakmazlar. Gözlerinizi açın ey bazı doktorlar. Onlar kimdir? Cenâb-ı Allah buyurur;

(Tövbe;119) وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

<>

Gözleriniz körlükten açılırsa o zaman “Ooo, Bu başka bir görüştür, başka bir seviyedir, hiç buraya gelmedik” dersiniz. Bilmeye çalışın, söylediğiniz yeterli değildir. İslam bütün milletler, bütün insanoğlu içindir. İnsanlara hazmedebilecek ne gerekirse onu verebilirsiniz. Duyup veya yediklerini hazmetmek için. Yoksa… bizim pekçok milyonlarca kitaplarımız var ama ameliyat odasına girince 100, 200 aletler var.

Hepsini hasta birisine kullanmaz, hayır, gerekeni kullanır. Kurân-ı Kerîm sonsuz bir okyanustur. Hepsi değil bir harfi bile, Kurân-ı Kerîm’in mukaddes bir harfi bile sonsuz okyanustur. Siz kimsiniz? Ulemalarız dersiniz, siz ne bilirsiniz? Kun Taliben seviyesine gelmelisiniz. İsteyin ve öğrenin. Biz Selefi 's-Salihinlerin takipçileriyiz demeyin. Selefi 's-Salihlere sorun, o birşey olmayan kul her gece pekçok şeyler konuşur diye. Eğer sizin o ulemalarla manevi bağlantınız varsa doğru mu değil mi diye sorun. Neden sormazsınız? Celaletun Melike mi sorarsınız? Neden? Hayır, onun durumu başka. Cenâb-ı Allah herkesi hakiki yerine getirir, evda`u 'l-eşyaa fii mevaadi`ihi, (O herşeyi yerli yerine koyar). Bu Arapça. Melik huwa melik, (kral kraldır). Siz ulemalarsınız, onlar ulemalar! Sen doktorsun, o da hâkim. Evet, herşeyi hakiki yerine getirin o zaman kâinatın gizli dünyasında güzel görüşünüz olur. Cenâb-ı Allah beni affeylesin. Esselamun Aleyküm Bu bir okyanustur, dünyanın sonuna kadar bitmez. Birşey, birşey, birşeyini kestik, bu noktaya getirdik. İlahi kimselerden bize ikram edilen bu sohbet ilahi okyanuslardır. Ben bilmem onlar bilir. Onlar ne söyleyeceklerini ne yapacaklarını bilirler. Gelin ve Kun Taliben.

(Yusuf:76) وَفَوۡقَ ڪُلِّ ذِى عِلۡمٍ عَلِيمٌ۬

<>

Cenâb-ı Allah Peygamberler Mührü, (Mevlana ayağa kalkar) Seyyidina Muhammed (s.a.v) hürmetine beni, sizi, hepimizi affeylesin.(oturur)

Yaa Muhammad canım arzular seni,

bütün hayatınızı o en sevgili en şanlı olana verin.

Rabbinin ilahi huzurunda şerefli olana verin.

Yaa Muhammad canım arzular seni.

Dost Muhammad canım pek sever seni.

Ya Resulullah, Ya Rasulullah (s), işfea` lena yaa Seyyidil-evvaliin ve’l-aahiriin.

Fatihah.

(43 dakika)

Kaç kişi? (523) Iyi. Bugün Cumartesi, onlar (şimdi) oynuyorlar, insanlar.

(Mevlana Şeyh Nazım Hazretleri telefonda Şeyh Hişam Efendiyle Hacı Neziha ile konuşuyor)

Yaa Rabbii, yaa Rabbii. EntAllah. EntAllah. Şeyh Hişam New York'ta. SubhaanAllahi 'l-`Aliyyu 'l-`Adheem.

(Kasideler) (Du`a.) Fatiha

UA-984942-2