Available in: English   Turkish   Go to media page

MADDI VARLIĞINIZ ILE ÖZGÜR OLMAYA ÇALIŞMAYIN

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazartesi, Mayıs 10, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi. (Mevlana Şeyh ayağa kalkar.) Ya Rabbena Ya Rabbena Ya Rabbena Ya Rabbena Ente Rabbuna Ente Hasbuna Niğmel Mevla Ente Ya Rabbena İğfirlena. Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Muhammedun Rasulullah (s.a.v). Meded Ya Sahibel İmdat. (Mevlana Şeyh oturur.)

Senin desteğini istiyoruz ey büyük Şeyhimiz. Bu meclisten sorumlu olan ve de bu beyanatları doğudan batıya kuzeyden güneye ulaştırmaya sorumlu olandan. Ya Rabbena destekleyicimize daha fazla şeref ver. Euzubillahimineşşeytanirraciym. Herkesten önce o ilahi desteği yıkmak isteyen Şeytandır. Onu yıkmak ister, kesmek ister. Bu beyanatların insanlara ulaşmasına engel olmak için pekçok saldırılar yapar.

Ey katılanlarımız, Esselâmun Aleyküm. Herşeyden önce beyanatlarımız, “Biz ulemayız, eğitilmiş insanlarız ve dini ilimlerde yetkiliyiz” diye iddia edenleredir. Bu onların iddialarıdır ama bu doğru değildir.

Ve Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bu ilahi destektir. Göklerden destek isteyen herkesi destekler. Evet, hazırdır. Göklerde isteyenlere ulaşması için hazır destek merkezleri vardır. Bir petrol istasyonu gelip petrol isteyenlere hazır olduğu gibi. Onun için ilahi varlıklar ilahi destek isteyenlere bakarlar. Bu yetkililer hariç herkesin bu merkezlere ulaşmayacağı anlamına gelir. Ve yetkili kimseler nefislerimizin ağır yükünü alırlar ve o merkezlere ulaşmak için özgür olurlar. İnsanoğluna ilahi merkezlere ulaşması en ağır olan nefisleridir. Nefisler Şeytanla bağlantılıdır. Şeytanın maddi varlığımızdaki negatif kuvveti bizi yukarıya, göklere çıkmaya engel olur. Onun için ilahi kuvvet merkezlerine ulaşmak isteyenler ilkönce kendilerinden o ağır halleri atmalılar. O zaman o merkezlere ulaşmak için çok hafif oluruz. Çünkü ağır maddi varlığımızla bu dünya yüzünden bir ayak bile yükselemeyiz. Bakın, bir kimse dünyada bir ayak üzerinde bile dursa bu onun ilahi merkezlere ulaşması için yetkisi ve imkânı var demektir.Bir uçak iniş yapınca onu yerde bağlarlar, böyle şöyle gitmesin diye. Uçmaya hazır olunca o bağları çözerler ve bir yola gitmeye başlar. Ve ilahi haller isteyen herkes de özgür olmalı. Allah Allah.

İnsanlar özgürlük isterler. Ne için özgürlük? Maddi varlığımızın istediği herşeyi yapmak için. Şimdi doğudan batıya, kuzeyden güneye insanlar,“Özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, ” diye koşarak bağırırlar. Ne için özgürlük? Onlar maddi varlıkları için özgürlük isterler. Maddi varlıklarının istedikleri herşeyi yapmaları için. Bu özgürlük değil çünkü insan sadece maddi bir varlık değildir. Maddi varlık ve manevi varlık olmak için bunu birleştirirler. Eğer maddi varlığınızı özgür bırakırsanız ilahi varlığınızı helak edersiniz ve maneviyatınız biter. Ama şimdi insanlar özgürlük, özgürlük peşine koşarlar. Bu özgürlükten daha fazla ne istersiniz? Onların özgürlükten kasıtları ve hedefleri nedir? Onlar maddi varlıklarının istediği herşeyden özgürler. Onun dışında şimdi ne isterler? "Onun için biz bir nizam peşinde koşarız; bu bize herşeyi yapmak için mutlak özgürlük verir," derler.

Peygamberler Mührü, selâmet üzerine olsun buyurdu: Son günler yaklaşınca insanlar hiçbir emre uymayacaklar, özgürlük peşinde koşacaklar, özgürlük. Ve öyle bir atmosferde bulunacaklarki, her türlü şeyi yaparlar. Hatta sokaklarda kadın ve erkeğin yattığını bile görürsünüz. Böyle olacaktır ve onun dışında özgürlükten ne istersiniz? Onlar için özgürlük nedir? Onlar istedikleri özgürlüğün son noktasına ulaştılar ama anlamıyorlar. Onlar hayvan gibi oldular. Ve hayvanlar özgürlükten anlamazlar. Çünkü onlar durumlarını bilirler ve özgürlük istemezler. Ama insanoğlu kendilerini anlamazlar ve göklerin bütün emirlerini, göklerin kurallarını yıkmak isterler. Bu şeytani talimdir. Onlar asla bir din ile, bir inançla insanların ilahi emirleri takip etmelerinden mutlu olmazlar. Şimdi bütün dünyaya nefsanî istekleri için mutlak özgürlük verilmiştir. Onun dışında ne vardır? Evet, herkesin istemesi gereken hakiki özgürlük, dünyada göklere yükselmektir. Bu özgürlük bizim maddi özgürlüğümüzle olamaz. Siz maddi varlığınızın isteklerinle hoşnut olmak istersiniz ve aynı zamanda göklere yükselmek istersiniz. Bu nasıl olur? Nefsiniz sizi bağlar, ayağınızla bir adım bile yükselemezsiniz. Bu imkânsızdır ama ısrar ederler.

Onun için şimdi insanoğlu anlamadıkları böyle özgürlüğe ulaşmak için ısrar ederler. Biz ruhlarımızı hapis ediyor ve ruhlarımıza özgür olmalarına fırsat vermiyoruz. Ve onun emirlerine uymuyoruz. Onun için doğudan batıya karışıklık oluyor. Ve şimdi Müslüman dünyası ile gayri Müslüman dünyasının arasında bir fark yoktur. Hepsi aynı renkte, aynı arzularda, aynı yoldalar ve ilahi emirlere ihtiyaçları olmadıklarını iddia ederler. Ama arzularımız için özgürlük yapacağız derler. Olamaz, olamaz. Bu nasıl olur? Siz uçak veya füze veya roket kullanmayan bir kimse gibisiniz. Onlar füze kullanmadan yükseliriz diye iddia ederler. Bu olamaz, bu imkânızdır ama ısrar edip “hayır” derler.

Şimdi dünyadaki sorunlar onların daha fazla özgürlük istedikleri içindir. Ne daha fazla özgürlüğü? İstediğinizi yersiniz, istediğinizi içersiniz, istediğinizi yaparsınız, istediğiniz hareketi yaparsınız, herşeyi istediğiniz gibi yaparsınız. Bunun dışında özgürlük ne olur? Bunun anlamı yoktur. Onun için özgür bir sistem isterler. Ve bizim ahmak Müslüman dünyası da heryerde daha fazla özgür olmak için böyle saçma sistem yapma peşinde koşarlar. Nedir bu? Bunları bırakın ve selamet yoluna gidin. Cenâb-ı Allah neden kutsal kitapları gönderdi?

Ey Hıristiyanlar! Ey Yahudiler, İsrailliler ve Hıristiyan dünyası! Cenâb-ı Allah, Âlemlerin Rabbi ne için kutsal kitapları gönderdi? Kiliseye gelip bir iki sayfa oku ve git diye mi? Nedir bu? Kutsal Papa, böyle durumlara bakmalısın. Ve Haham Başı, Tevrat neden gönderildi bakmalısınız. Ey Müslümanlar, Müslüman dünyası, bütün Müslüman liderleri, kralları ve başbakanları dâhil, Âlemlerin Rabbi Kurân-ı Kerîm’i neden gönderdi? Ne için? Ey Ulemalar! Kralları, başbakanları ve ümmeti idare eden liderleri neden hatırlatmazsınız? Neden? İlahi kitaplar ölü insanlarınıza mı geldi zannediyorsunuz? Ölüyü kabristana getirip de ilahi kitabı ona orada okumak için mi? Neden ölüye okursunuz? Ne için? O bitmiştir. Neden adımlarını düzeltsinler diye yaşayan insanlara okumazsınız? Bunu neden yapmazsınız? Ve Müslümanlar neden defnedilmiş birisinin arkasından gelip Kurân-ı Kerîm’i hatim yaparlar? Ne için? Neden o kimse yaşarken ona Kurân-ı Kerîm okumazsınız? Neden göklerin ilahi sözlerini emretmezsiniz ey Hahamlar? Ve gelip ölü bedene okursunuz. Ne için? Kutsal kitaplar ölü insanlar için mi yoksa yaşayan insanlar için mi? Nedir bu sizin cahilliğiniz. Cenâb-ı Allah size soracak, siz insanlara nasıl göklere yükseleceklerini öğretmezsiniz diye. Allah’tan korkmaz! Siz korkusuz insanlarsınız! Siz Yaratanınızdan korkmazsınız. Budur. Bu insanların üstüne gelen bizim en büyük kargaşamızdır ve insanlar asla iflah olmazlar. Onlar kendilerini ne burada nede buradan sonra kurtaramazlar. Melekler kabristana inerler. Melekler koşarlar ve o kimseyi yakalarlar ve ayağa kaldırırlar ve derler; “Kendine ne yaptın? Rabbinin ilahi emri neydi? Sen ne yaptın söyle. Rabbine itaat olarak ne yaptın? Rabbinin varlıklarına ne iyilik yaptın? Bu ne? Şu ne? Bu neden? Şu neden?” diye soracaklar.

Ey insanlar, onun için biz davet edildik. Dünyada Âdem (a.s.), insanoğlunun babası cennetten gönderildiği zaman, Âlemlerin Rabbi, “Rehberlerim Âdem ve çocuklarına ulaşacak. Onları kim takip ederse cennetime geri dönebilirler. Etmeyenler asla cennetime giremeyecek ve asla ilahi rahmet okyanuslarıma giremeyecek ve şeytanla kovulacaklardır,” buyurdu.

Cenâb-ı Allah bizi affeylesin!

Ey insanlar! Ey Selefi ulemaları! Biliyorsunuz ama neden insanları ikaz etmiyorsunuz? Ey Ezher ulemaları! Müslüman dünyasını uyandırıp ayağa kalkmaları için neden hergün açıklama yapmazsınız? "Ey insanlar, bilmelisiniz ki bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün bu hayatı bırakacağız ve geldiğimiz yere geri döneceğiz," diye neden nasihat etmezsiniz?

Peygamberler Mührü, “Din nasihattır,” buyurdu. (Mevlana Şeyh ayağa kalkar.) Cenâb-ı Allah buyurur;

(Zâriyat; 55) وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ

<>

(Mevlana Şeyh oturur.) Neden günlük bu açıklamayı yapmazsınız? Ve görüyoruz ki Müslüman dünyasının hepsi yanlış yolda çünkü onlar gayri Müslüman dünyasını takip ediyorlar. İnsanları gayrı Müslüman dünyası ve ahlaklarını takip ettirmek sizin için büyük bir utançtır. Neden söylemezsiniz? Siz kıyamet gününde cezalanacaksınız. İlahi kitaplarda bahsedildiği gibi, en dehşetli ceza o ulema olup da insanlara göklerin yollarını hatırlatmayanlar içindir. Onlar milletlerine cennetin yolunu öğretmediler.

Ey insanlar, sona geliyoruz. Çünkü ahir zaman Nebisi, nebiyyuna nebi ahiru 'z-zamaan son Peygamberdir ve kıyamet günü onun ümmetine gelecek. Ey insanlar! Düşünün, kaçmayın. Bir kimse kaçıp ilahi nasihatı dinlemezse tabutlarını hazırlasınlar çünkü ölüm onların peşine koşup onları yakalar ve onları yerin altında hapis eder. Ey insanlar bu din nasihattir. Ben nefsime söylüyorum. Bir kimse dinleyip itaat ederse mutlu olur yoksa pişman olur.Ey Rabbimiz, bizi cahil kimselerin ellerine bırakma. Cahil kimseler, cahil ulemalar, cahil krallar, emirler, sultanlar. Herkese sorgulanacaktır ve onlar Cenâb-ı Allah’ın Şeriatına uymazlarsa kurtulamazlar. Batılı modayı takip etmeyin ama ilahi modayı takip edin. Ey erkekler ve özellikle kadınlar! Her zaman güzel gözükmek için çok şeyler kullanırlar. Bu onlara ölürken daha fazla çirkinlik verir ve kabirde onlara kimse yaklaşamaz çünkü çok pis kokarlar.

Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ey insanlar ben nefsime bağırıyorum. Kabul ederseniz edersiniz, kabul etmezseniz bu sizin içindir. Ey Rabbim, insanların kalplerini, kullarının kalplerini toplayıp Senin ilahi huzuruna götürecek birini gönder. Bizi affet ve rahmetini diliyoruz. Bütün şeytani fikirleri ve şeytani binaları yıkacak ve İslam binalarını yükseltecek birini bize göndermeni diliyoruz. Cenâb-ı Allah beni ve sizi de affeylesin.

Bi Hürmetil Habibi Bi Hürmetil Fatiha. Âmin.

40 dakika? (36 dakika) Yeterli, yeterli.

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

Fatiha.

(Mevlana Şeyh Nazım telefonda Şeyh Hişam Efendi ile konuşuyor)

UA-984942-2