Available in: English   Turkish   Go to media page

“İşte Bana Varan Dosdoğru Yol Budur”

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Salı, Haziran 8, 2010 Lefke, Kıbrıs

La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Ve Nebiyyina Ve Mevlana Muhammedun Rasulullah (s.a.v). Sümme Salâtu Vesselamu Âlâ Cemiyul Enbiya Vel Evliya… Meded Ya Ricalallah.

Esselamun aleyküm katılanlarımız ve dinleyicilerimiz. Katılan veya dinleyen olmak önemli değildir, önemli olan anlamaktır. Pekçok insan katılır veya milyonlarca insan dinler ama onlar anlamazlar. Anlayanlar bir el dolusu insanlardır. Onlar Ilahi Huzurda ve Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in mukaddes huzurunda kıymetli olanlardır. Bütün mübarekler, bütün inananlar, bütün müjdeli insanlar, bütün hayırlı işler yapan insanlara esselamun aleyküm.

Euzubillahimineşşeytanirraciym bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Kötülüğün gücünden kaçmaya çalışmalıyız. Bize kötülükten kaçmamız istendi. Kötülüğün hocası Şeytandır. Ve Şeytan insanları tuzaklarına düşürmek için sayısız tuzaklar kurar. Şeytan insanları temiz sulardan kirli lağım kanallarına götürmeye çalışır. Bir tarafta Peygamberler, öbür tarafta Şeytan. Ve insanların çoğu şeytani yollar peşine koşarlar; Şeytan ve yolunu önemserler çünkü lağım kanallarına koşunca bir şekil memnuniyet bulurlar. Onlar temiz değiller; onlar kirli kimselerdir.

Insanlar iki fırkaya ayrılırlar: Onlardan birisi temiz kimseler öbürü kirli kimseler. Ve bu dünyada yaşayan insanlar ya temizdirler ya da kirlidirler. Ve âlemlerin Rabbi temiz kaynakları gösterir. Bu insanlara her zaman yeni bir zevk verir ve onları Peygamberlerin takipçileri yapar çünkü onlar insanlara ilahi pınarlardan verirler. Ve ikinci olarak insanlar kirli kanallar peşine koşarlar ve onlar sarhoşlardır. Çünkü pis kanalları bir kimse tattığı zaman hemen onu içmeye alışır. Bir kimsenin her gece şarap içmeye alışık olduğu gibi. Ve her gece bana zevk versin diye o içkiyi düşünür.

Bu insanların genelinin durumudur. Onlar pislikten içmeye alışmışlar ve bu kirli içecekten zevk alırlar. Pis lağım kanallarının içinde farelerden başka birşey bulamazsınız. “Burası bizim bölgemizdir. Biz emrederiz. Ey insanlar! Gelin, bizi takip ederseniz bizim gibi olursunuz, mutlu olursunuz. Lağım kanallarında biz burada lideriz, biz burada kralız, biz burada kraliçeleriz. Ve gelip bize katılan herkese özel bir unvan veriyoruz, buraya gelin. (Şeyhimiz zil çalıyor.) Ey insanlar, gelin, gelin, lağım kanallarına! Size istediğiniz unvanları veriyoruz, gelin, gelin, gelin!” derler. İnsanlar bakarlar ve “Nedir bu? Biz denemeliyiz,” derler. İçine girince artık kendilerini kurtarmanın yolu yoktur. “Bu rüyalarımızda gördüğümüz en iyi vadidir. Şimdi buradayız!” derler. Bütün Peygamberler gelip, “Oradan çıkın, bu tarafa gelirseniz hakikaten lezzetli şeyler bulursunuz," deseler, “Hayır, hayır, hayır, sizi takip edecek vaktimiz yok. Biz buradayız ve bir adım attık. Siz ölümden sonra şu bu olacak dersiniz. Burasıdır,” derler.

Bu sarhoş insanların zihniyetidir. Af istiyoruz ve içine düşmeyelim diye Rabbimizden emniyet istiyoruz. Şimdi bu günlerde son günler yaklaşıyor ve Peygamberler insanlara bütün kötülüklere karşı açıklama yapıp onları ikaz etti. Onları heryerde bulursunuz, doludur. İyiler, temiz hayat isteyen doğru kimseleri. Onlar Peygamberi takip edip temiz bir hayatı olan temiz çizgiden yürüyen birisini görseler insanların çoğu, “Bu eski moda insanı; hiç bizim tattığımızı tatmak istemez,” derler.

Şimdi bütün dünya sarhoştur. Bu hayattaki herşey insanları sarhoş etmeye hazırlar, başka birşey değildir. Onlar maddi sarhoş yaparlar de maneviyatında sarhoş yaparlar. Ve Şeytan bütün insanlardan onu takip etmesini ister. Heryerde reklam kullanır. Reklamla insanları çağırır ve “Bizi takip edin, bizi takip edin. Yüksek, tatlı hayat için bize gelin. Bütün gece bizimle gel,” der. Bu bütün dünyanın asıl amacıdır. Lağım kanallarına koşmak, dışarıya çıkmak değil. Onlar ölecek bile olsa içinde ölmek isterler, dışarıya çıkmak istemezler. Dünyadaki bütün insanlar asla maneviyata ilgi duymazlar. “Bu geçmiştir. Eski kafa insanlar bunu yaparlar. Biz modern insanlarız ve ilkönce maddi varlığımızı takip edip onu memnun etmeliyiz. O zaman vakit bulursak sizi takip ederiz,” derler. Siz hiç hayal edebilirmisiniz ki bir fare lağım kanalından çıkıp kendisini temizledikten sonra temiz şeylerin peşinde koşsun? Bunu bulamazsınız. Onlar içinde yaşarlar, içinde doğdular ve içinde ölecekler. Söylemeye üzgünüm ki “Biz medeniyetin zirvesine ulaştık” diye iddia ederler. Sizin medeniyetiniz nedir? Bize medeniyet dediğiniz sözden bir anlayış verin.

Ey ulemalarımız! Sizin gayretleriniz nedir? Bu akıma karşı ne yapıyorsunuz? Bütün insanlar koşarlar; pis kanallara koşarlar. Şimdi ulemalara, Müslüman ulemalara soruyorum: bu söylediğimiz hakkında sizin fikriniz nedir? Özellikle Selefi 's-Salihler. Siz insanlara Selefi 's-Salihlerin, geçmişteki iyilerin yollarını takip etsinler diye ne yapıyorsunuz? Söyleyin. İnsanlara kimse “Bunu bırakın, şunu bırakın” diye konuşuyor mu? Söylüyor musunuz söylemiyor musunuz? Hayır, bunu söylemiyorsunuz, bunun küfür olduğunu söylemiyorsunuz. Hakiki küfrü öğrenmelisiniz ey Selefi 's-Salih ulemaları. Bu küfür şimdiki insanların hayat tarzıdır. Onları doğudan batıya, kuzeyden güneye hayat tarzları küfürdür. Bu Cenâb-ı Allah’ın buyurduğu yol değildir, Estâuğuzubillah,

(Hicr:41) هَـٰذَا صِرَٲطٌ عَلَىَّ مُسۡتَقِيمٌ

<< İşte bana varan dosdoğru yol budur>>

Bu Ayet-i Kerîme mi? Haktır. Bu nerede? Söyleyin ulemalar, söyleyin. Neden insanlara söylemezsiniz? Ve toplumun liderleri ile başlamalısınız; belki krallarla, belki başbakanlarla, belki sultanlarla, evet. Kullandığınız hayat tarzının İslamın kurallarına karşı olduğunu söylemeyi onlarla başlamalısınız. İçinde yaşadığınız sürece bu sizin için değildir, sizden yana değildir. Âlemlerin Rabbinin hâkim olacağı kıyamet gününde cevap veremeyeceksiniz. Cenâb-ı Allah kıyamet gününde, "Ey ulemalar! Neden insanları çağırmadınız" diye çağıracak. "Ey Şeriat doktorları! Onların idare tarzının İslâmı olmadığını neden söylemediniz" diye. Veya ulemalar, Şeriat doktorları insanlara neden “Ey insanlar hayat tarzınız İslâmi değildir” demediniz? Neden? Çünkü siz içindesiniz. Siz bu hayat tarzındasınız, bu bize batılı ülkelerden geldi. Ve bütün doğulu ülkeler kalplerinin, akıllarının, zihniyetlerinin batılı anlayışa açılmasını istiyor.

Hakiki dinin batılı anlayışı (şimdiki) Müslümanların anladığından tamamen farklıdır. Hakiki Selefi 's-Salihler batılı ülkelerden gelenlerin sizin için olmadığını anladılar. Güneşin doğduğu bölgelere bakın. Doğan güneşten zevk alın, bunlar doğulu ülkelerdir. Doğulu ülkelerin batılı hayalleri, batılı düşünceleri ve bâtıl olanları sevmeleri İslâmi değildir. İslam asla kabul etmez! Asla kabul etmez! İslam olan herşey batılı ülkelerin hayatını reddeder çünkü onlar yanlış yolda ve yolları temiz değildir. (Şu halde) Cenâb-ı Allah sizi nasıl desteklesin? Ve şimdi bütün Müslüman âlemi batılı ülkelerin emri altında. Neden? Neden? Neden onları kabul edip de kendi hakiki hayat tarzınızı kurmazsınız? Gecenin dolunayı gibi nettir bu; o kadar parlaktır. Ama İslam için siyah gözlük kullanırlar. Batılı hayat tarzı için pembe gözlük kullanırlar. “Ooo, o .kadar güzel ve insanlığa çok uygundur,” derler. İnsanlığa karşı olan herşey batılı ülkelerden gelir. Herşey! Onları neden takip edersiniz?

Ey ulemalar! Atom bombalarından, nükleer silahlardan mı korkarsınız? Bunlar sizi korkutuyorsa hakiki inananlar değilsiniz. Cenâb-ı Allah’dan korkmalısınız. O hakiki inananlara ilahi zırh giydirir. Âlemlerin Rabbi kullarına ilahi zırh giydirirse onlara hiçbir şey dokunamaz. Yoksa bir virüs bile onları kendisinden korkutur. Ve bu virüs öldürdü derler. Öldüremez. Âlemlerin Rabbi o virüse müsaade etmezse asla kimseyi öldüremez korkmayın. Cenâb-ı Allah’tan korkun. Cenâb-ı Allah’tan korkmalısınız. Neden okul programlarına bakmazsınız ey Hicaz’daki, Mısır’daki, Şam’daki, Hindistan’daki, Pakistan’daki, Türkiye’deki, doğudaki batıdaki ulemalar? Neden okullarınızın eğitim programlarına bakmazsınız? Siz insanı âlemlerin Rabbi haline getirmeye çalışıyorsunuz. Nasıl? Ölecek olan bir kimse nasıl bir Kurucu veya Yaratan olabilir? Onlardan hangisi birşey yarattı? Onlar ve siz aynı çizgide iken neden onları takip edersiniz? Seyyidina İbrahim (a.s.) (zamanında olduğu gibi) nasıl heykel dikmekte ısrar edip bu bizimdir dersiniz?

Ey ulemalar! Siz Kurân-ı Kerîmi hikâye, masal kitabı olarak mı okuyorsunuz? Bu şekil mi düşünüyorsunuz. Siz Kurân-ı Kerîmin hakiki anlamını anlamak için okuduğunuzu zannetmiyorum. Evet, İbrahim (a.s) putların yapıldığı bir zamanda yaşadı. Putlar yaparlardı ve bu bunu yapar, şu şunu yapar derlerdi.Ve meleklerin arasında, Peygamberler Mührü Seyyidina Muhammed (s.a.v)’den sonra gelen en yüksek Peygamber Seyyidina İbrahim (a.s.) idi. Ve buyurdu, “Ey insanlar, kayalar kazıyorsunuz ve ona bir şekil veriyorsunuz ve bir isim verip, 'Bu Zeus; tanrıların kralı' diyorsunuz." Nedir bu? Tanrı ne demektir? Hakiki tanrının bir kuvveti olmalı; doğu ve batıyı kuzeyden güneye, göklerden yerin altına kuşatmalı. Bir tanrı yeterlidir. Tanrı herşeyi yapar demektir. Siz kaç tane yaptınız? Kaç tane? Onların kuvvetleri aynı olsa birbirleriyle kavga ederler.Ve bu şekilleri siz kendiniz yapıyorsunuz ve bu şu diyorsunuz. Nedir bu saçmalık?

Âlemlerin Rabbi herşeyi yapabilir. İnsanları neden bu dünyanın anlayamayacağınız biri tarafından yaratıldığını anlamalarını sağlamazsınız? Okyanustaki bir damla gibi. Tanrılarınızdan hangisinin böyle bir kuvveti var? Bir şekil veriyorsunuz ama ona bir yetki veya kuvvet veremezsiniz. Neden vermezsiniz? Siz sadece şekil yaparsınız ama birşey veremezsiniz. Nasıl gelip de “Bu benim tanrım” dersiniz? Ve bu sizin işinizde meydana gelen bir şekildir. Ama insanlar cahil ve de sarhoşlardır. Bunu asla düşünmezler. Ben talebelerin ve doktorların âlemlerin Rabbi hakkında tartışma yaptığını hiçbir üniversitede işitmedim. Neden? Neden söylemezsiniz? Ve bizim Selefi ulemaları sadece Müslümanlara, “Bunu yapmayın, bu bi’dattır,” "Bunu yapmayın çünkü bu küfürdür,” “Bunu yapmayın çünkü bu masiyedir,” “Bunu yapmayın çünkü bu haramdır,” “Bunu yapmayın çünkü bu şirk, ortak koşmaktır,” dersiniz. Neden söylemezsiniz? Neden doğruları konuşmak için dilinizi tutarsınız? Ve hükümetler neden gençlerin Yaratanı anlamaları için kutsal kitapları ve bu kitaplardan gelen sonsuz ilimleri üniversitelere koymazlar? Bu bütün krizlerin merkezidir. Herkes Ilahi Huzurda yerini bilse onlara yüksek bir ahlak ulaşır ve “Allahu Rabbi, Allahu Rabbi la yezal,” derler. Değişmeliyiz.

Ey doğudan batıya insanlar! Ey insanlar! Âlemlerin Rabbi hepimizden ilahi emirlere göre hayat tarzımızı değiştirmemizi istiyor. Yoksa burada ve buradan sonra cezalandırılırsınız. Ey ulemalar! “Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Estağfurullah” deyin.

Fatiha.

UA-984942-2