Available in: English   Turkish   Go to media page

Telaş Etme, Yaratan Seni Korur

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Temmuz 4, 2010 Lefke, Kıbrıs

Meded Ya Ricalallah Destur.

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KadirAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Zid Ve Barik Ya Rabbel İzzeti Vel Azametu Vel Ceberut Habibeke Habibil Alemiyn Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina MuhammedinaVe Alihi Ve Sahbihi Ecmain. Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Binel Ezeli Minel Ebed. Destur. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Meded Ya Sahibel İmdat Ya Sultanul Evliya Ya Men Huve Biyedihi Tasarruful Mutlak Âlâ .. Dünya…

Sana koşuyoruz. Bütün yanlış kimselerden sana koşuyoruz. Veya şeytani maksatlar için varlığını kullananlardan bu dünyanın gözeticisine koşuyoruz. Merhaban. Ve bismillahirrahmanirrahiym, bismillahirrahmanirrahiyim, Ya Ricalallah diyoruz. Şeytani tuzaklara ait olan herşeyi tepmek istiyoruz. Onun için bize euzubillahimineşşeytanirraciym demek emredildi. Euzubillahimineşşeytanirraciym olmadan kimse kendini şeytanın veya nefislerimizin saldırılarına karşı savunamaz. Cenâb-ı Allah bize ikram eylesin ve kendi varlıklarını beyan edenlerden ve en yüksek tazimini, en yüksek övgülerini verenlerden ilahi himayesini versin.

Bunu söylediğimiz zaman bu Yaratanın azametinin yanında çok küçüktür, çok küçüktür. Hiçbir şeydir. Her zaman hiçbir şey olacak. Olamaz, olamaz. Çünkü O Herşeye Kâdir olan bu tazimi bizim için şeref olması için ikram ediyor. Biz Cenâb-ı Allah’a bir şeref veya şan veremeyiz. Subhansın Ya Allah! Vâr olan herşey tazim etmek için koşar. Huuuu! Biz birşey değiliz! Biz birşey değiliz! Ve O Herşeye Kâdir olan bize öyle sır kuvveti ikram ediyor ki, bu kuvvetle onun ilahi varlığına ait olmayan herşeye bakıp birşeyler anlayabiliriz. Özü değil, hayır. Ve biz o seviyedeyiz ki âlemlerin Rabbi bütün kâinatı bilsinler ve tazim etsinler diye yarattı. Çünkü O yarattıklarına sonsuz şeref okyanuslardan vermeyi sever. Misal olarak okyanusları ve içinde sayısız varlıklar yarattı. Ve herşeyin bir maksadı vardır Hişam Efendi. Estâuğuzubillah;

(Al-i İmran:191) رَبَّنَا مَا خَلَقۡتَ هَـٰذَا بَـٰطِلاً

<< Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın>>

SubhanAllah. Bâtılın anlamı yoktur, hiçbir hikmeti yoktur, hiçbir gerekçesi yoktur, hâşâ. Cenâb-ı Allah’ın Ayet-i Kerîmesi;

(Mü’minun:115) أَفَحَسِبۡتُمۡ أَنَّمَا خَلَقۡنَـٰكُمۡ عَبَثً۬ا

<>

Âlemlerin Rabbi, "Sizi sebebsiz yere yarattığımızı mı sandınız" buyurur. Herşeye Kâdir olan Allah bütün varlıklardan sadece onlara ikram edilen şereflerini korumasını ister. Ve bu şerefle, bu şanla Onu tesbih ederler. Bütün kâinattaki varlıklar kendi varlıklarına göre tesbih ederler. Her varlığın kendine özgü bir tesbihi vardır. Allahu Ekber, Allahu Ekber.

Ey katılanlarımız! Bugün şeytanın günüdür. O nedir? Gözlerinizi açın, bugün Pazar günüdür. İnsanlar kendilerini eğlendirmeye koşarlar çünkü Pazar günüdür. Yemeye ve içmeye ve bineklerinin istediklerine koşarlar. Bugün pazar günüdür. İsmi güzeldir Pazar (güneş) günüdür (Sun day). Evet. “Bugün özgürüz” derler. Şerefli bir kimsenin özgürlüğü gibi özgür olmak ister misiniz? Yoksa ey insanlar, bir araba taşıyan eşek veya katır veya atlar gibi mi özgür olmak istersiniz? Sahipleri onların yularlarını alıp onlara herşeyi yaptırmak için ortaya bırakırlar. Pazar gününde şeytan için izin almanız en büyük ayıptır. Kendinizi şeytanın emri altına alıyorsunuz ve şeytan size pekçok acayip hareketler yaptırır. Şeytan, “Ben Pazar günü hariç asla mutlu olmam çünkü insanlar atlarına ve bineklerine binmek için herşeyi bırakırlar. Tıpkı bir arabacının hanına gelip atına herşeyi yap dediği gibi. İnsanoğluna yüz defa veya bin veya yazıklar olsun!

Ey Selefi ulemaları! Seyyidina Muhammed (s) ümmetine, men teşebbehe bi-gavmin fehuve minhum, "Kim bir topluluğa benzerse o kişi o topluluktandır” buyurduğunu neden söylemezsiniz? Ve burada insanların hayvanlar seviyesini taklit etmek istediklerini söylüyoruz. Neden söylemezsiniz? Ey insanlar! Arapçada buna`utla, "izin" derler. Avrupalılar ve gayri-Müslümanlar Pazar gününü kullanırlar çünkü onlar nefislerine ve nefsâni isteklerine mutlak özgürlük verirler. Hayvanlar hanlarına geldikleri zaman sahipleri onlardan herşeyi alıp şimdi özgürsünüz dediği gibi. Ve onlar bir hayvanın yaptığı gibi koşar ve herşeyi yaparlar. İnsanlar için hayvan gibi olmak veya havyanlar seviyesine inmek bir şeref değildir. Pazar günü olunca ne olacak? Farkı nedir? “Pazar günü bizim izin günümüzdür. Nefislerimizin istediği herşeyi yaparız” derler. Maşallah.

Ey Hıristiyan dünyası! İsa (a) Pazar günü sizin eğlendiğiniz gibi eğlendiğini mi zannediyorsunuz? Bu sizin için bir utançtır. Müslümanlar, gayri-Müslüman dünyasını takip etmeye utanmıyor mu?Ve siz nefsinize, bineğinize istediğiniz herşeyi yaptırıyorsunuz. Size bu özgürlüğü kim veriyor? Ey selefi ulemaları! Pazar gününü izin günü yapan Müslüman dünyasının çoğunluğuna neden o günün gayri-Müslümanların izin günü olduğuna dair ağızlarınızı açmasınız? Neden Müslüman dünyasına bunun haram olduğunu söylemezsiniz? El helalu beyyinun vel haramu beyyinun, "Helal da belli haramda bellidir." Bu Peygamberler Mührünün (s) emri ve beyanatıdır. Neden söylemezsiniz? “Esselatu vesselamu alayka Ya Rasulullah” demenin haram olduğunu nerede bulursunuz? Ve siz Müslüman dünyasına Pazar günü istedikleri herşeyi yapmaları hakkında birşey söylemezsiniz. Bunun haram olduğunu neden söylemezsiniz? Utanmıyor musunuz? Ve Selef us-Salih ulemalarıyız diye iddia ediyorsunuz. Sizin ilminizin kıymeti nedir? Ve Cenâb-ı Allah emreder;

(Al-i İmran:110) بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَتَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلۡمُنڪَرِ

<>

Bu âlemlerin Rabbinin ilahi emridir. Bunu neden yapmazsınız? Ölürken size bir kobra yılanı gibi birşey gelecek. Bir kobra gelecek ve boynunuzu saracak ve karşınıza gelecek. Korktuğunuz zaman bu kobra sizin boynunuzu yakalayacak; ağzınız açılıp diliniz dışarıya çıkınca bu kobra onu ısıracak. Bu hayatı terk etmeden önce size böyle ceza da gelecek. Ondan sonra kabirde bedeninizi göreceksiniz. Sizi içine koydukları zaman üstünüze pekçok yılanlar ve akrepler ve zehirli örümcekler gelecek. İnanmalısınız, İslam ümmetindeki bütün şeytani emirleri durdurmaya çalışmalısınız. Başka ümmetleri bırakın ama siz heryerde olan bütün Müslüman topluluğundan sorumlusunuz. Onlara hatırlatmalısınız, hergün olmazsa, eğlence günleri olan Pazar gününde hatırlatın; “Ey insanlar, Müslüman olarak şerefinizi koruyun. Kendilerini tam özgür kimseler olarak hisseden inanmayanlar gibi olmaya çalışmayın. Onlar herşeyi yaparlar, içerler, dans ederler, oynarlar." Neden söylemezsiniz?

Ve Müslüman bayanlarınız bedenlerini göstermek için her hafta yeni bir moda giyerler ki erkeklere bedenlerini göstermek haramdır. Neden her hafta sonu böyle şeyleri söylemek için açmazsınız? Cenâb-ı Allah size soracak. Eşlerinizin emirlerini takip edersiniz. Ve kızlarınıza ve bayan arkadaşlarınıza birşey söylemezsiniz ama “Biz Selefi ulemalarıyız” diye iddia edersiniz. Selefi ulemaları sizin gibi mi? Hangi yayınlarda böyle birşey söylersiniz? Ve böyle yüzde yüz doğruları söyleyen kimseyi suçlarsınız. Buna kimse itiraz edemez. Vehhabilerde aynı. Neden helâlı haram, haramı helâl yapıyorsunuz? Cenâb-ı Allah size soracak ve cezanızı verecek. İlk sorumlu olan kimselersiniz. Yöneticilerden korkmayın ama korkunuzu ilahi kimselere saklayın ki başınıza birşey gelmesin. Onun için Arap ülkelerdeki insanlar yaz sezonundan sonra sağlıkları için bir çekap yaptırmak için Avrupa’daki doktorlara koşarlar. Şikâyet etmek için bir kimseye koşmazlar. Neden?

Ne için konuşmazsınız? Konuşun ve yöneticilerden korkmayın çünkü yöneticilerde de âlemlerin Rabbinin korkusu olmalı. Ailelerini, çocuklarını ve okullarını haramdan alıkoymayanların üzerlerine birşeyler gönderir. İslam eğitimine geri gelmelisiniz. Batılı ülkelerden gelen herşeyi atmalısınız. Bütün Peygamberlerin yollarını tutmalısınız ve batılı ülkelerin silahlarından gelen korunmaya ihtiyacınız yoktur, hayır.

Cenâb-ı Allah sizi asla silahlarınız tarafından korumaya almaz. Cenâb-ı Allah, Huve, O Kefildir. Çok iyi bir kelime, "Kefil". Cenâb-ı Allah’ın Müslümanlar için Mutlak Kefil olduğuna inanmıyor musunuz? Neden çok hızlı uçan ve çok hızlı bombalayan uçaklar peşinde koşarsınız? Geri gelin! Batılı silahlara güvenmeyin. Cenâb-ı Allah en sevgili kuluna buyurur: “Ey Sevgilim, merak etme,

(Maide:67) وَاللّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ

Vallahu ya`simuke min en-nâs

<>

O inanmayanlar birşey yapar (zarar verir) diye telaş etme. Hayır, hayır, telaş etme! Vallahu ya`simuke. Yaratanın seni korur. Sen ilahi bir korunma altındasın. Hiçbir silah sizi yırtamaz. Bu korunmadır; hiç bir silah buna dokunup geçemez, hayır. Vallahu ya`simuke min en-nâs, "Allah seni insanlardan koruyacaktır." Telaş etmeyin.

Ey Müslüman dünyası, geri gelin. Eğer dünyada ve kıyamet gününde şerefli kimseler olmak istiyorsanız Peygamberler Mührünün (s) yollarına gelin. Peygamberler Mührüne (s) gelin, teknolojiyi bırakın. Teknoloji hayatınızı lezzetli bir hayat yapmaz, bunu bırakın. Ey Arap kralları! Ey Arap başbakanları! Ey bir numara şeyhler! Cenâb-ı Allah’ın garantisi en iyisidir ve değişmez. Silahların üzerlerinize atlayıp size gelemeyeceğini bilip inanmalısınız, hayır. Ama biz inanmayız.

Cumaya gittiğiniz için “Biz Selefi ulemalarıyız" dersiniz. Evet, Cumaya gitmeniz İslamın işaretidir ama bu yeterli değildir. O secde yaptığınızın sizin koruyucunuz olduğuna inanmalısınız. Burada ve buradan sonra size hiçbir eza gelmez, size hiçbir şey zarar veremez. Ama düşünmezsiniz.

تفكر ساعة، خير من عبادة سبعين سنة

“Bir anlık tefekkür, yetmiş yıl ibadetten hayırlıdır”

Bu da Hadis-i Nebeviyyi Şeriftir. Kimse düşünmeye çalışmıyor. Müslümanların İlahi Kefili olduğunu bilmek ve inanmak İslam dünyası için yeterlidir. Cenâb-ı Allah’ın mülkü, şeref okyanusları sayısızdır ama birisine sizi korutur, birisini size kefil eder. Cenâb-ı Allah buyurur, istersem bir karıncayı (kefil) yaparım;

قَالَتۡ نَمۡلَةٌ۬ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّمۡلُ ٱدۡخُلُواْ مَسَـٰكِنَڪُمۡ لَا يَحۡطِمَنَّكُمۡ سُلَيۡمَـٰنُ وَجُنُودُهُ ۥ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ (Neml:18)

<>

Bir karınca! Cenâb-ı Allah onu karıncalar vadisine kefil etti. Allahu Ekber! Allahu Ekber! Siz ne biçim inanıyorsunuz ki bu fakir ve zayıf kula öfkelenirsiniz. Hergün bana sövüyorlar. Dünyadaki kefil olan zât bu 90 yaşına geleni bir karınca gibi yapar. Ve bir karınca bütün karıncalar vadisine ulaşır ve onları ikaz eder.

Ey insanlar! Bu Ayet-i Kerîme’nin insanlara hikâye olduğunu zannetmeyin. Hayır, küçük bir karıncada hikmetler almalısınız. Ve Kurân-ı Kerîm Seyyidina Süleymanın (a) (karıncayı) işittip gülümsediğini haber veriyor. Koca Süleyman Peygamber gülümsedi. Ey insanlar! Kurân-ı Kerîme inanın. Ve o insanoğluna burada ve buradan sonra bir fayda sağlayan ve bütün varlıklar için birşeyler ikram edenlerden isteyin.

Cenâb-ı Allah beni ve Selef us-Salihleri, Müslümanların krallarını ve başlarını affeylesin. Biz sadece ikazcıyız, başka birşey değil. Ve şimdi âlemlerin Rabbi belki dünyadaki en zayıf kuluna sizin akıllarınıza, anlayışlarınıza ulaştırıyor. Şerefinize dikkat edin diye (ikaz ettiriyor). Âlemlerin Rabbi sizi şereflendirdi. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, ey insanlar! Cenâb-ı Allah en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s) hürmetine beni ve sizi affeylesin.

Fatiha.

(45 dakika)

Şükür ey Rabbimiz ki, başımıza İslamın tacını koydun!

UA-984942-2