Available in: English   French   Turkish   Go to media page

ALLAHU HADİRİ, ALLAHU NAZİRİ, ALLAHU MAİ

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazartesi, Nisan 12, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi Meded

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Elhamdülillah …Elfu Elfu Salât Elfu Elfu Selâm Seyyidina Muhammedin Nûrul Arşillah.

Zidhu Ya Rab. Zidhu Ya Rab. Zidhu Ya Rab İzzu Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. Hay.

Meded Ya Sahibel İmdat Meded Ya Ricalallah…

Biz zayıf kullarız. Medet, ilahi destek istiyoruz. Bu bizden ve doğudan batıya kuzeyden güneye şeytanın pisliğini alır. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bismillahirrahmanirrahiym deyince ne olduğunu kimse bilmez O bilir. Kullar Bismillahirrahmanirrahiym deyince ne olduğunu O bilir. Bunu kimse hayal edemez. Her Bismillahirrahmanirrahiym dediğiniz zaman ilahi ikram aynı olur zannetmeyin, hayır. Cenâb-ı Allah asla fotokopi makinesi kullanmaz, hayır herşey yenidir. Yeni zuhuratlar, yeni beklenmedik rahmet okyanusları, beklenmedik kuvvet okyanusları, beklenmedik şeref okyanusları. Ey Rabbimiz, ortağın yoktur, olamaz. Ey Rabbimiz, la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu min ez-zaalimin Ey selefi ulemalar, kaç kere söylüyorsunuz?

la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu min ez-zaalimin (Enfal;87) لَّآ إِلَـٰهَ إِلَّآ أَنتَ سُبۡحَـٰنَكَ إِنِّى ڪُنتُ مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Zalimlerden olduğunuzu kabul ediyor musunuz yoksa hayır biz zalim değiliz mi diyorsunuz? Siz zalim değilsiniz ama nefsinizin isteklerini, nefsanî isteklerinizi takip ederseniz zalimler listesine yazılırsınız. Evet? Bu Kurân-ı Kerîm mi? Siz Kurân-ı Kerîm’i hikâye kitabı yoksa tarih kitabı mı zannediyorsunuz? Baştan sona olan herşey Kurân-ı Kerîm’de öğretilir. Öğretmek içindir. Öğretirken ne öğrendiniz diye sorarlar. Ümmetin hocası kimdir? Ümmeti Habib, Seyyidina Muhammed (s.a.v). Onun ismi Muallimul Nas El Hayr olduğunu biliyor musunuz? Evet, O bütün insanoğlunu eğittiğini buyurur, Peygamberler dâhil, onların takipçileri dâhil. O Seyyidel Evvelin Vel Ahirin, Peygamberler Mührü hocadır, O öğretir.

Birileri doğruları sorarsa bugün Onun eğitimlerinden ne öğrendiniz? Ve Kurân-ı Kerîm’den pekçok sayfalar ve bölümler okursunuz. Evet, okuyunca bazı mükâfatlara, bazı ikramlara ulaşırsınız. Ama ne kadar öğrenmeye ve anlamaya çalışırsanız ve ilahi emirleri kullanırsanız veya ilahi Ayet-i Kerîmelerin ilahi emirlerini takip ederseniz daha önce kimseye ikram edilmemiş birşey alırsınız. Bilir misiniz selefi ulemaları, Cenâb-ı Allah buyurur;

(Ahkaf:19) وَلِڪُلٍّ۬ دَرَجَـٰتٌ۬

>> Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır>>

Kurân-ı Kerîm’in bu Ayet-i Kerîme hakkında ne düşünüyorsunuz? Kurân-ı Kerîm’e bakıp hiç (Ahkaf:19) وَلِڪُلٍّ۬ دَرَجَـٰتٌ۬ söylendiğini buldunuz mu? Evet? Bir kimse bakıp (Ahkaf:19) وَلِڪُلٍّ۬ دَرَجَـٰتٌ۬ (ve li küllin derecaat) gördü mü? Karanlıkta herkes için aşağı makamlar vardır diye? Ben hiç böyle bir Ayet-i Kerîme okumadım ama ama sizin bakıp okuduğunuz gibi bakıyorum (Ahkaf:19) وَلِڪُلٍّ۬ دَرَجَـٰتٌ۬ Cenâb-ı Allah وَلِڪُلٍّ۬ (ve li küllin) buyurduğu zaman, siz Arapsınız--efsehu ecm siz anlarsınız وَلِڪُلٍّ۬ (ve li küllin). Kül (herkes) buyurduğu zaman dışarıda biri kalır mı? Yoksa herşeyi toplar mı? وَلِڪُلٍّ۬ herkestir. Cenâb-ı Allah hitap edince mükellef olana, ilahi emirleri takip etmeyi ikram edilenlere hitap eder. O herkesten ilahi emirleri takip etmesini ister. Ve bu da Kurân-ı Kerîm’de bir Ayet-i Kerîme başka bir Ayet-i Kerîme’ye göre anlam verir. Cenâb-ı Allah buyurur;

(Bakara;286) لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَا‌ۚ

<< Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar>>

Tamam mı? Buyurur mu buyurmaz mı? Evet. Cenâb-ı Allah bütün insanoğluna ilahi emrini sunar. Bu ilahi emirler bizim zayıflığımıza, kapasitemize göre olur. Cenâb-ı Allah asla ilahi emirlerini sunmaz. Mesela bir file yüklediğini bir karıncaya yüklemez hayır. Onun için insanoğlunun da seviyeleri farklıdır. Aynı ölçüde veya yanı seviyede olan iki kişi bulamazsınız. Emirleri bizim imkânımız ve kapasitemize göre verir. Ey selefi ulemaları, emaa semi’tum, “Duymadınız mı?” Cenâb-ı Allah (Bakara;286) لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَا‌ۚ (lâ yukellifullâhu nefsen illâ vusa'ha) buyurur. Herkesin ölçmesi gereken bir seviye vardır. O bunu yapmalı. Bir karıncanın itaati onun kapasitesine göre ikram edilir. Bir fil, bir fil daha fazla daha fazla ilahi sorumluluk taşır. Ve onun kapasitesine göre sorulacak. İnsanoğlu da her birisinin özel bir görüntüsü, özel bir varlığı, özel bir özelliği, özel bir kimliği vardır.

Onun için herkes çalışır, birşeyler yapar. Âlemlerin Rabbi onlara ilahi bir ödül ikram eder. Çünkü biz bu gezegen, dünyadayız. Herkes ağır bir yük taşır. Burada kimse sorumluluksuz olmaz. Olan bazı istisnalar konuşmuyoruz ama herkese birşeyler sunulmuştur. Ve hayatlarında bu ağır yükü taşırlar.Ve Âlemlerin Rabbi herkesin yaptığını kabul eder ama bazı varlıklar üstünde, bazı varlıklar bu seviyenin altındadır. Ama Âlemlerin Rabbi şerefi insanlarına ikram eder. Onlar doğuştan, yaradılıştan seviyeleri bu gezegenin üstündedir.Ve Herşeye Kâdir olan Allah bu hayatta taşıdığımız sorumluluğa göre sonsuz rahmet okyanuslarından ikram eder ki sayısız seviyeler vardır. Birileri başkalarının üstündedir.

Ey selefi ulemaları, (Ahkaf:19) وَلِڪُلٍّ۬ دَرَجَـٰتٌ۬ (ve li küllin deracaat) ne demek olduğunu anlarsınız. Çünkü onlar kendilerine ağır bir yük olana çalışırlar. Bunu taşıdıklarından dolayı Cenâb-ı Allah onları bu gezegendeki işleri ve çabalarına göre onları ödüller. Ve Âlemlerin Rabbi Yaratanı için en iyisini yapanlara şeref verir. Bu sebepten dolayı la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu min ez-zaalimin diyoruz. Kimse kıyamet gününde (Enfal;87) لَّآ إِلَـٰهَ إِلَّآ أَنتَ سُبۡحَـٰنَكَ إِنِّى ڪُنتُ مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ olmadım diyemeyecek. Hepimiz zalimler seviyesindeyiz. Zalim, zalimler. Çünkü yaptığımız herşeye nefsimiz girer ve onu temiz yapmaz. İçine nefsimizi koyarız ve zalimlerden oluruz. Yalnız Peygamberler ve hakiki temsilcileri temiz kimselerdir.

Bu ümmetin, Ümmetil Habib’in bir velisi, talebelerine, takipçilerine, müritlerine buyurdu; “Ey oğullarım, ey takipçilerim, bir ders almanız ve birşey öğrenmeniz için size birşey söylüyorum. Nasıl olacaksınız ve Âlemlerin Rabbine nasıl itaatkâr olursunuz diye. Ey talebelerim, ey takipçilerim, baktım ki 37 seneden bu güne kadar ayağımı bir pisliğe bastığımı veya üstünden geçtiğimi hatırlamıyorum.” Bu kalbinden asla ilahi huzurdan kabul edilmeyen birşey geçirmedi demektir. Kabul edilmeyen herşey pisliktir. “Üstüne basmadım ve üstünden geçmedim. Bu şekilde temiz olmaya çalıştım çünkü Onun ilahi huzuruna gideceğim” dedi.

Her zaman Rabbinizle beraber olmalısınız, yalnız olmayın. Yalnız olduğunuzu veya yalnız bırakıldığınızı zannetmeyin, hayır. Yaratanınız sizinle beraber olduğunu bilmelisiniz. Ve hatırlayıp bilmelisiniz ki “Rabbim benimle beraber ve ben ayağımı pisliğe mi basacağım? Bu benim için bir şeref değildir” diye düşünün. Onun için bu temiz insanlar, bu temizliğe Peygamberler Mührünün eğitiminden ulaştılar.

Allahu Hadiri

Allahu Naziri

Allahu Mai

Bu temizliğin yoludur. “Allahu Rabbi Allahu Mai” derler. O benimle beraberdir veya ben onunlayım. Allahu Naziri. O sizin yaptıklarınıza baktığını hatırlamalısınız. Ayağınızı pisliğe mi temizliğe mi basıyorsunuz diye. Bakın ve düşünün.

Allahu Naziri, O bakıyor. O benimledir, yalnız değilim. Yalnız değil çünkü O benimle olmazsa var olamam. Ben Onunla varım.

Allahu Mai, O benimledir.

Allahu Hadiri, O benimle hazırdır, benimledir bana bakar.

Sana bir kimse bakarsa kötü bir iş yapamazsın çünkü bana bakıyor (dersin). Cenâb-ı Allah sana bakınca ne haber? Neden kendini yasak şeylerden alıkoymazsın? Gözlerin baktığı yere bak. Dilinin konuştuğuna bak. Kalbin neyle meşgul olduğuna bak. Ve O kalbine bakar. Evet, İslam insanoğlunu giydirmek için ilahi kıyafet getirir. Onları bu kirli hayatın kirliliğinden alıp yukarıya çıkartmak için. Ama insanlar bilmezler. Bilmiyorlarsa ey selefi ulemaları, neden hocalar olmazsınız?

Peygamberler Mührü Muallimul Nas El Hayr’dır. Bu…Ne dersiniz? Bu onun hakiki vazifesidir. Peygamberimiz (s.a.v)’in hakiki vazifesi insanlara iyi olanı, daha iyi olanı, en iyi olanı, ve ilahi huzurda en sevilenin ne olduğunu öğretmektir. Neden insanlara öğretmezsinizde her zaman onları şu bu diye suçlarsınız? Onlara olması gerekeni öğretin. Doğru değil midir onlara “Allahu Mai, Allahu Naziri, Allahu Hadiri” söyletmek? İnsanlara öğretmelisiniz.

Ey insanlar, siz baktığınız zaman O da sizinle bakar:

(Mumin, 19) يَعْلَمُ خَائِنَةَ الْأَعْيُنِ وَمَا تُخْفِي الصُّدُورُ

<<(Allah,) Gözlerin hainliklerini ve göğüslerin sakladıklarını bilir>>

Neden gözlerinizi ve kalplerinizi temizlemezsiniz? Neden insanlara böyle mühim noktaları öğretmezsiniz? Bunu yapmaya çalışmalısınız. İnsanlar kıyamet gününe temiz gitmeli ve “Rabbimle beraberdim ve yüksek saygımı verdim. Kötü hareketler yapmadım” demeliler. Bunu neden insanlara öğretmezsiniz? Onlara öğretin, insanlarla tartışmayın, hayır. İnsanlara pekçok şeyler öğretin ki İnsanı Kamil, mükemmel şahsiyetler olsunlar. Herkese mükemmel şahsiyet kıyafetleri giydirmeye çalışın. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Âmin.

Ey Ya Rabbi.

Allah Allah Allah Allah Allah Allah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah

Allah Allah Allah Allah ...

Kıyamet gününde saklamaya çalıştığımız herşey açılacak. İlahi huzurda utanmamaya çalışın. Cenâb-ı Allah Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in hürmetine beni ve de sizi affeylesin.

Fatiha.

Allah Allah Allah Allah Allah Allah

(Mevlana Şeyh Nazım telefonda Şeyh Hişam ile Hacı Neziha ile konuşuyor)

UA-984942-2